18 Mayıs 2025 Pazar

Czech Food Festival 2025-Yılmaz Parlar

  

  

Czech Food Festival 2025, İstanbul’da Elit Konuklarla Lezzet, Müzik ve Kültür Şölenine Dönüştü

Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Olga Hajflerová’nın ev sahipliğinde 16-17 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleşen “Czech Food Festival”, İstanbul’un gözde mekanlarından Welldone Midpoint’te adeta kültürel bir rüya gibi yaşandı.

Çek Gastronomisi Sahnede Parladı

Çek Lezzetleri İstanbul’da Büyüledi

İki gün süren festivalde Çek mutfağının özgün lezzetleri, İstanbul’un seçkin davetlilerine sunuldu. Şnitzel’den gulaşa, geleneksel patates yemeklerinden tatlılara kadar uzanan geniş menü; görselliğiyle olduğu kadar damakta bıraktığı izlenimle de katılımcılardan tam not aldı.

Bohemya'nın Harika Bira Kültürü

Bira severlerinin favorisi Budweiser Budvar. Çek, dünya çapında ünlü bir bira kültürüne sahiptir. Bohemya bölgesinde üretilen biralar, uzun bir tarihe dayanan geleneksel üretim teknikleriyle ünlüdür.

Bir Festivalden Çok Daha Fazlası

 Kültürel Buluşma

Czech Food Festival” adıyla Lezzet Dolu Bir Şölene Ev Sahipliği Yaptı, Sadece bir gastronomi deneyimi değil, aynı zamanda bir dostluk ve kültür paylaşımı şöleni olan etkinlikte, Çek Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki kültürel bağlar güçlendirildi. Festival, iki ülke halkının ortak değerlerine ve karşılıklı saygıya dayalı ilişkilerine adeta bir övgü niteliğindeydi.

Sanat, Müzik, Neşe Bir Arada

Etkinlikte sahne alan Çek Cumhuriyetden gelen  özel orkestra, geceye unutulmaz melodilerle eşlik etti. Müzik eşliğinde dans eden konuklar, Çek biralarının ve geleneksel lezzetlerin tadını doyasıya çıkardı. İstanbul gecesine damga vuran atmosfer, “Avrupa’nın kalbinden İstanbul’a uzanan bir lezzet ve neşe rüzgarı” olarak hafızalara kazındı.

Festivale Özel İlgi

Konsolosluk üst düzey isimlerden, Tolga Çevik,  Rene Danoek ve Jakub Dluhosch, festival boyunca konuklarla birebir ilgilenerek dostane sohbetleriyle geceye ayrı bir değer kattı. Bu özel ilgiler, organizasyonun sıcaklığını artırdı ve katılımcılar tarafından büyük takdir topladı.

Çek Cumhuriyeti’nden Kültürel Zerafet

Başkonsolos Olga Hajflerová, organizasyonun başarısında kilit rol oynarken, İstanbul’un bu seçkin buluşmaya gösterdiği ilgi, karşılıklı kültürel alışverişin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi.

Czech Food Festıval 2025: Unutulmayacak Bir Lezzet Ve Kültür Hatırası

Gecenin sonunda, “İyi ki geldik” diyen misafirlerin memnuniyeti; festivalin sadece başarılı değil, aynı zamanda unutulmaz olduğunu kanıtladı.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Mayıs 2025 Cuma

BEE’O 12 Yaşında-Yılmaz Parlar

  

  

BEE’O 12 Yaşında

“Arı Varsa Hayat Var” Diyerek Sadece Ürün Değil, Umut da Üretiyor
Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Sürdürülebilirliği, bilimi ve toplumsal faydayı bir araya getirdik”

Arı ürünleri alanında Türkiye'nin öncü markası BEE’O, 12. kuruluş yıl dönümünü “Arı Varsa Hayat Var” temasıyla kutladı. Bilim, çevre ve sosyal sorumluluğun iç içe geçtiği bu özel etkinlikte, markanın kurucusu ve CEO’su Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı'nın konuşması dikkat çekti.

Etkinlikte ayrıca iklim bilimci Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da yer alarak arıların doğa ve iklimle olan hayati ilişkisini gözler önüne serdi.



Anne Çaresizliğinden Küresel Girişimciliğe

İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği mezunu olan Dr. Samancı, konuşmasında girişimcilik serüvenini şu sözlerle özetledi:
“Her şey, bağışıklık sistemi zayıf olan oğlum için doğal ve etkili bir çözüm arayışımda başladı. Propolisin gücünü keşfettim ama Türkiye’de bu ürünü güvenle alabileceğiniz bir kaynak yoktu. Eksik olan neydi diye değil, eksik olanı nasıl tamamlarım diye düşündüm.”

Bu ihtiyaç, onu akademik bilgi ile saha tecrübesini birleştirerek İTÜ ARI Teknokent’te BEE’O’yu kurmaya yöneltti. TÜBİTAK destekli projelerle temelleri atılan girişim, bugün 30'dan fazla ülkeye ihracat yapan, uluslararası raflarda yer bulan bir markaya dönüştü.

“Üniversite-Sanayi İş Birliğinin Altın Örneklerinden Biriyiz”

Dr. Samancı, üretim süreçlerinde bilimsel standartlara bağlı kalarak Türkiye’de bir ilki başardıklarını vurguladı:
“Dünyada geçerliliği olan ilk arı ürünleri sertifikasını alan firmayız. İzlenebilir üretim modelimiz sayesinde, tüketici ürünün hangi arıcıdan, hangi bölgeden geldiğini şeffaf biçimde görebiliyor. Bu, sadece bizim değil Türkiye’nin başarısıdır.”



Doğadan Gelen Gücü Bilimle Buluşturmak

BEE’O’nun ürün gamında propolis, arı sütü, polen ve ham bal gibi doğal ürünler yer alıyor. Bu ürünler, antiviral, antibakteriyel, antioksidan ve antikanserojen özellikleriyle bağışıklık sistemine katkı sağlıyor. Samancı, “Ürünlerimizi üretirken çocuklarımızın bile güvenle tüketebileceği saflıkta olmalarına özen gösteriyoruz” diyerek kalite konusundaki titizliklerini vurguladı.

Arıların Hayatla Bağlantısı, Bilimsel Bakış

Etkinlikte söz alan İTÜ Meteoroloji Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, arıların ekosistemle olan hassas ilişkisine dikkat çekti:
“Arılar, çevre değişikliklerine en hızlı tepki veren canlılar arasında. Bu nedenle iklim krizini izleyebileceğimiz birer biyolojik sensör gibiler. Onları korumak, iklimi korumaktır.”

Yangınlara Karşı Sessiz Kahramanlık

Son yıllarda yaşanan orman yangınlarında zarar gören arıcılara destek veren BEE’O, üç buçuk milyon arının açlıktan ölmesini önledi. Şirket, sadece ticari başarılarıyla değil, arıcılara sağladığı eğitim, malzeme ve ekipman desteğiyle de takdir topluyor. Samancı, “Bu destekler sayesinde ekosistemle birlikte üretim yapmayı sürdürüyoruz” dedi.



Doğa Dostu Ürünler ve Kampanyalar

BEE’O, sıfır atık belgeli tesislerinde %100 doğal içeriklerle çevre dostu üretim yapıyor. Özellikle non-nano mineral çinko ve Anadolu propolisi içeren doğal güneş kremi, zararlı kimyasal içermemesi ve doğaya duyarlı formülüyle dikkat çekti. “Bu Kovanda Araba Var” kampanyası ise hem müşteri memnuniyetine hem de çevreci farkındalığa katkı sağladı. Elektrikli araç gibi çevreci ödüllerle karbon ayak izine dikkat çekildi.

Kadın Gücü, Bilim ve Vizyon

Dr. Samancı’nın azmi, bilime olan bağlılığı ve sürdürülebilir üretim vizyonu; onu sadece başarılı bir girişimci değil, aynı zamanda sosyal bir lider konumuna taşıdı.

Türkiye’de kadın girişimciliği açısından da ilham kaynağı olan bu başarı hikâyesi, “arı varsa hayat var” cümlesinin sadece bir slogan değil, bir yaşam felsefesi olduğunu ortaya koydu.

yilmazparlar@yahoo.com