2 Haziran 2024 Pazar

Gastro Show 2024-Sürdürülebilir Türk Mutfağı ve Kültürel Miras-Yılmaz Parlar

  

  Gastro Show 2024, Türk Mutfağının Küresel Yolculuğu

Türkiye'nin zengin ve çeşitli mutfak kültürünü dünyaya tanıtmayı amaçlayan önemli bir kuruluş olarak öne çıkan Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı Gastronomi Turizm Derneği (GTD), 30-31 mayıs tarihlerinde düzenlenen ve çok yoğun ilgi gören Gastro Show 2024 zirvesini, Turkuvaz Medya konferans salonunda gerçekleştirdi



 2015 yılında kurulan GTD, Türk mutfağının ulusal ve uluslararası arenada hak ettiği değeri görmesi için çalışıyor. Bu dernek, gastronomi turizmini teşvik ederek, yerel üreticilerden şeflere, restoranlardan turizm acentelerine kadar geniş bir yelpazede işbirlikleri geliştiriyor.

 GTD'nin en büyük başarılarından biri, Türkiye'nin her bölgesine özgü lezzetlerin tanıtımını yapması ve bu lezzetleri dünya gastronomi haritasına sokmasıdır.

 Dernek, düzenlediği etkinlikler ve festivallerle Türk mutfağının çeşitliliğini ve derinliğini gözler önüne seriyor.

 GTD'nin organize ettiği "Gastronomi Festivalleri" sadece yerel halkı değil, aynı zamanda uluslararası ziyaretçileri ve konuşmacılarıda de kendine çekiyor. Bu festivallerde, geleneksel tarifler modern dokunuşlarla yeniden yorumlanarak sunuluyor ve ziyaretçilere eşsiz bir deneyim yaşatılıyor.

 


Ayrıca GTD, eğitim programları ve seminerlerle gastronomi alanında bilgi ve beceri paylaşımını teşvik ediyor. Türkiye'nin dört bir yanından gelen şefler, gastronomi öğrencileri ve yemek tutkunları, bu programlar sayesinde hem yerel hem de uluslararası mutfak trendlerini öğrenme fırsatı buluyor.

Bu sayede, Türk mutfağına dair bilgi birikimi artarken, genç yeteneklerin de önünün açılması sağlanıyor.

GTD'nin vizyoner çalışmaları, Türk mutfağının sadece bir yemek kültürü olarak değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olarak benimsenmesine de katkıda bulunuyor.

 Dernek, sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket ederek, yerel üreticilerin desteklenmesi ve geleneksel tarım yöntemlerinin korunması için projeler yürütüyor. Bu projeler, hem çevresel hem de ekonomik anlamda sürdürülebilir kalkınmayı hedefliyor.



İzliyebildiğimiz paneller;

“Dünya’da Gastronomi Turizmi ve Türkiye Gücü” Moderatör, Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Aklin, panrlistler, Azerbaycan Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu Başkanı Tahir Amiraslanov, Rusya Restoranlar ve Otelciler Federasyonu Başkanı İgor Bukharov ve Dünya Gastronomi Derneği Başkanı Erik Wolf,

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, ve Şef Somer Sivrioğlu özel oturum

 “Uluslararası Mutfak ve Sokak Lezzetleri” panelinde, Esra Sinanoğlu moderatör, panelistler Develi Lokantası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Develi, Sabırtaşı Restoran Sahibi Mustafa Topçuoğlu ve Başyazıcı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Başyazıcıoğlu,

 “Modern Türk Mutfağı” panelinde moderatör Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, panelistler Şef Murat Bozok, Günaydın Restoran Zinciri Kurucusu Cüneyt Asan ve Feriye Lokantası Şefi Birkan Erköylü,



“Sağlıklı Beslenme ve Dünyadaki İklim Değişikliğinin Yemeklere Etkisi” paneli, Çevre Mühendisi ve Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Efsun Dindar moderatör, Panelistler, Demsa Group Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, INOKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, Türk roman yazarı Sema Soykan ve Koçulu Peynircilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Koçulu,

“Gastronomi Turizmindeki Yeni Trendler” paneli, Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe moderatör, panelistler. Pronto Tur Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Gastronomi Yazarı-Kahve Uzmanı Cenk Girginol ve Espressobar Kurucu Ortağı Sam Çeviköz,

PanelLerdeki özet;

Günümüz dünyasında turizm sektörü, değişen tüketici tercihleri ve teknolojik yeniliklerle birlikte hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün merkezinde ise gastronomi turizmi yer alıyor.

Ziyaretçiler artık yalnızca doğal güzellikler ve tarihi yapılarla yetinmiyor; aynı zamanda gittikleri yerlerin mutfak kültürünü keşfetmek, yerel lezzetlerin tadına bakmak istiyorlar. Bu bağlamda, gastronominin turizmdeki önemi giderek artarken, Türk kahvesi gibi yerel ve tarihi ürünlerin markalaştırılması büyük bir potansiyel taşıyor.

Gastronomi turizmi, seyahat edenlerin bir destinasyonu seçerken o bölgenin yiyecek ve içecek kültürünü deneyimleme arzularının ön plana çıkmasıyla şekilleniyor. Özellikle, Michelin yıldızlı restoranlardan sokak lezzetlerine kadar geniş bir yelpazede sunulan yiyecekler, turistlerin unutulmaz anılar biriktirmelerine yardımcı oluyor. Bu trend, aynı zamanda yerel ekonomilere de büyük katkılar sağlıyor. Çünkü gastronomi turizmi, bölgesel ürünlerin tanıtılmasını ve bu ürünlerin global pazarda yer edinmesini kolaylaştırıyor.

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe her zaman Michelin yıldızlı restoranlar gibi Türk mutfağı işletmelere bizim kendimizin onaylı marka tescilli olmasınının mücadelesini veriyor.



Türk Kahvesi: Bir Kültür Mirası

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe panelde yine Türk Kahvesinin önemini vurgulayan sorularla markalaşması gerektiğini panelde masaya yatırdı.

Türk kahvesi, Türkiye'nin zengin kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras olarak kabul edilen Türk kahvesi, hazırlama ve sunum ritüelleri ile diğer kahve türlerinden ayrılır. İnce çekilmiş kahve çekirdeklerinin cezve adı verilen özel bir kapta su ve şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan bu kahve, köpüğü ve kendine has lezzeti ile tanınır.

Türk Kahvesinin Markalaştırılması

Türk kahvesinin global pazarda hak ettiği yere gelmesi için markalaştırma çalışmaları büyük önem taşıyor. İşte bu süreçte izlenebilecek bazı stratejiler:

Kalite Standartları ve Sertifikasyon: Türk kahvesinin kalitesini garanti altına almak için belirli standartlar ve sertifikasyon sistemleri oluşturulmalıdır. Bu, hem iç pazarda hem de dış pazarda güvenilirliği artıracaktır.

Kültürel Tanıtım: Türk kahvesinin tarihçesi ve kültürel önemi, etkili bir şekilde vurgulanmalıdır. Bu amaçla belgeseller, tanıtım filmleri ve sosyal medya kampanyaları kullanılabilir.

Uluslararası Etkinlikler: Kahve festivalleri ve fuarlarına katılım sağlanarak Türk kahvesinin dünya genelinde tanıtılması sağlanabilir. Ayrıca, uluslararası barista yarışmalarında Türk kahvesi kategorisi oluşturulabilir.

Turistik Deneyimler: Türkiye'de turistlere yönelik özel kahve atölyeleri ve tadım etkinlikleri düzenlenebilir. Bu etkinlikler, turistlerin Türk kahvesi kültürünü daha yakından tanımalarına ve deneyimlemelerine olanak tanır.

Pazarlama ve İhracat Stratejileri: Türk kahvesinin ambalaj tasarımı, hikayesi ve pazarlama stratejileri global pazarlara hitap edecek şekilde düzenlenmelidir. Online satış platformları ve yurtdışında kurulacak dağıtım ağları ile Türk kahvesi dünya çapında daha erişilebilir hale getirilebilir.

Turizmde yeni trendlerin başında gelen gastronomi turizmi, Türk kahvesi gibi yerel ve kültürel değerlerin ön plana çıkmasına büyük katkı sağlamaktadır. Türk kahvesinin markalaştırılması, hem Türkiye'nin kültürel mirasını koruyacak hem de ekonomiye yeni bir dinamizm kazandıracaktır. Bu hedeflere ulaşmak için stratejik adımlar atılmalı ve global pazarlarda Türk kahvesinin tanınırlığı artırılmalıdır. Bu sayede, Türk kahvesi sadece bir içecek olmaktan çıkarak, dünya çapında bir marka haline gelecektir.



Gastro Show 2024 zirvede konuşmacılar Listesi;

Mehmet Nuri Ersoy (T.C. Kültür ve Turizm Bakanı ), Erik Wolf (Dünya Gastronomi Derneği Başkanı),Chantal Cooke (Seyahat Yazarı), Ali Onaran (Pronto Tur Yönetim Kurulu Başkanı), Bülent Akarcalı (Eski T.C. Kültür ve Turizm Bakanı), Cenk Girginol (Kahve Uzmanı), Davut Gül (T.C. İstanbul Valisi), Demet Sabancı Çetindoğan (Demsa Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili), Doç.Dr.Efsun Dindar (Çevre Doğa ve Sağlık Komitesi Başkanı), Fatma Şahin (Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı) Hakan Meriçliler (Oyuncu), İlhan Koçulu (Koçulu Peynircilik), Murat Kolbaşı (Arzum Genel Müdürü), Nuri Develi (Develi Restoran), Özlem Bozkurt Gevrek (T.C. İstanbul Vali Yardımcısı), Sema Soykan (Araştırmacı-Yazar), Tamer Levent (Sanat Yönetmeni), Vehbi Varlık (Inoksan Yönetim Kurulu Üyesi), Funda Karayel (Gazeteci), Birkan Erköylü ( Feriye Lokanta Şefi), Cüneyt Asan (Günaydın Et Kurucu Ortağı), Murat Bozok (Şef), Somer Sivrioğlu (Şef), Umut Karakuş (Muuto Şef), Nadir Alpaslan (T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı), Igor Bukharov (Rusya Restoranlar ve Otelciler Federasyonu Başkanı), Prof.Dr. Emre Aklin (Topkapı Üniversitesi Rektörü),

Murat Başyazıcıoğlu (Sabırtaşı Restoran), Birkan Erköylü, Sema Soykan (Araştırmacı-Yazar), İlhan Koçulu (Koçulu Peynircilik), Ali Onaran (Pronto Tur Yönetim Kurulu Başkanı), Murat Kolbaşı (Arzum ),

Cenk Girginol (Kahve Uzmanı), Sam Çeviköz (Moc Coffee), Turgay Bucak (İzmir Aşçılar Derneği Başkanı ), Cem Tanır (Hepsiburada), Tahir Amiraslanov (Azerbaycan Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu Başkanı ), Mustafa Topçuoğlu (Sabırtaşı Restoran İçli Köfte), Murat Başyazıcıoğlu  (Başyazıcı Et), Çiğdem Seferoğlu (Şef), Serdar İzbeli (İzbeli Çiftliği ), Osman Sağdiç (Meat Burger), Yusuf Mayda  (Crowne Plaza Genel Müdürü), Cem Polatoğlu (Tur Andiamo),

 İki gün süren zirve sonrasındaki Gastro Show 2024 mükemmel bir organizasyonla ve hiperaktif olarak gerçekleşti.

 yilmazparlar@yahoo.com

20 Nisan 2024 Cumartesi

2024-Çek Food Festivali-Yılmaz Parlar

  

 

Çek Tatların Buluşması

Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu, “Czech Food Festival” adıyla Lezzet Dolu Bir Şölene Ev Sahipliği Yaptı,



Slovak Mutfağının Lezzetleri, Slovakya'nın zengin mutfağı, dağların tadını ve tarihini yansıtır.

İstanbul'un kültürel çeşitliliği, bu kez Çek mutfağının enfes lezzetleriyle buluştu. Çek İstanbul Konsolosluğu, birbirinden lezzetli yemekleriyle dikkat çeken bir yiyecek festivaline ev sahipliği yaptı. ÇEK Food Festival adıyla 18-20 Nisan 2024 tarihleri arasında  düzenlenen etkinlik, lezzet tutkunlarını bir araya getirirken, birbirinden özgün Çek ve Slovak yemekleriyle damakları şenlendirdi.



Çek Mutfağı, Tarihin Lezzet Dolu İzleri

Çek'in zengin kültürel mirası, tarih boyunca pek çok medeniyetin etkisi altında kalarak muhteşem bir mutfak ortaya çıkardı. Bugün, bu lezzetli miras, geleneksel tatları modern dokunuşlarla harmanlayarak dünya mutfak sahnesinde kendine sağlam bir yer ediniyor.



Çek Cumhuriyeti 'nin eşsiz lezzetleri, gastronomi dünyasında yeni bir heyecan dalgası yaratdı.

Bohemya'nın mistik atmosferinden Moravya'nın sıcaklığına kadar uzanan bu topraklarda, birbirinden enfes yemeklerle dolu Festival Lezzet Dolu Bir Macera yaşatdı.

Çek mutfağı, tarih ve kültürle harmanlanmış benzersiz lezzetler sunarak dünyada büyük bir hayran kitlesi edinmiştir. Bu yemekler, geçmişin izlerini bugüne taşıyan birer lezzet şölenidir ve her lokma, bu muhteşem coğrafyanın zenginliğini keşfetme fırsatı sunar

Çek Gastronomi Food Festivali, sadece yemeklerle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda müzik, dans ve sanatın da bir araya geldiği renkli etkinliklere ev sahipliği yaptı.

Çek mutfağı, tarih ve kültürün zengin mirasıyla harmanlanarak ortaya çıkmıştır. Bu mutfağın belki de en bilinen lezzeti, nefis bir aroma ve sulu bir dokuyla dikkat çeken gulaş  yemeğidir. Et ve sebzelerin bir araya geldiği bu lezzetli yemek, adeta bir ziyafet sunar.



Çek Mutfağına Lezzetli Bir Bakış

Çek Cumhuriyeti 'nin yemek kültürü, taze ve yerel malzemelerin kullanımıyla öne çıkıyor. Ülkenin her bölgesinde farklı lezzetler bulunsa da, genel olarak et ve patates ağırlıklı bir mutfakla karşılaşıyoruz. Bununla birlikte, sebzelerin ve çeşitli tahılların da önemli bir yeri var. Geleneksel olarak, Çek yemekleri doyurucu ve lezzetli olmalarıyla bilinir.



Festivalde, gulaşın doyurucu tadı, kachena'nın eşsiz aroması ve svichkova'nın lezzetiyle buluşturdu

Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu'nun düzenlediği yemek festivali, ülkenin damak tadını keşfetmek isteyenler için bir fırsat sundu.

Çek mutfağının belki de en popüler en ikonik yemeği, svíchkova soslu dana etidir. Bu yemek, ince dilimlenmiş bonfile et, kremalı bir sos, yanında knedliky adı verilen bir çeşit patates veya ekmek topuyla kızılcık sosu ile sunulur. Hatta Çekler arasında ana yemeklerin kraliçesi olarak da bilinirmiş Svíchkova

Bunun dışında, gulaş da Çek mutfağının vazgeçilmezlerinden biridir. Bu, koyu et yahnisi türünde bir yemektir ve genellikle sıcak bir ekmeğin veya patatesin üzerine servis edilir

Ekstra karakterli geleneksel gulaş sosuna koyu, canlı bir kırmızı renk veren, kırmızı biber yığınlarıyla cesurca tatlandırılan, yavaş pişirilen bir sığır çorbası veya güvecidir.

Bu bir güveç mi? Çorba mı? Et suyu miktarı ve içindeki maddeler açısından ikisi arasında bir nevi yatıyor. Geleneksel Gulaş'ta dikkat çeken bir şey de et suyunun güveçte düşündüğünüzden daha ince olması ve un veya kremayla koyulaştırılmamasıdır.



Tatlıların Zaferi

Tatlılara gelince, Tatlı severler için Çek tam bir cennettir. Trdelník, sokak lezzetlerinin vazgeçilmezi olan, bir çörek çeşididir. Bu, dışı çıtır çıtır içi yumuşacık bir hamurun döner şeklinde pişirilmesiyle elde edilir ve genellikle tarçın veya ceviz ile servis edilir. Ayrıca Kolace meyveli bir sevilen tatlıdır



 Bohemya'nın Harika Bira Kültürü

Bira severlerinin favorisi Budweiser Budvar. Çek, dünya çapında ünlü bir bira kültürüne sahiptir. Bohemya bölgesinde üretilen biralar, uzun bir tarihe dayanan geleneksel üretim teknikleriyle ünlüdür.

ÇEK Food festivali, hem lezzet dolu bir gün geçirmek isteyen İstanbulluları hem de farklı kültürleri keşfetmek isteyenleri bir araya getirerek unutulmaz bir deneyim yaşattı. 

yilmazparlar@yahoo.com


18 Mart 2024 Pazartesi

Hatay Mutfağı, Lezzetlerin Başkenti-Yılmaz Parlar

  

Hatay Mutfağı, Lezzetlerin Başkenti

Hatay Mutfağı, Tarih Ve Kültürle Harmanlanmış Bir Mutfaktır

Türkiye'nin güneyinde, tarihin derin izlerini taşıyan Hatay bölgesi, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda damak tadına hitap eden eşsiz mutfağıyla da dikkat çekmektedir.



Hatay mutfağı, Türk mutfağının en zengin ve özgün bölgelerinden biridir. Tarihi ve kültürel geçmişinin yansımalarını lezzetli yemekleriyle sunan Hatay, bir gastronomi cennetidir. Zengin ve çeşitli lezzetleriyle gastronomi dünyasında ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.



Hatay mutfağının temel özelliklerinden biri, çeşitli medeniyetlerin etkisinde kalmış olmasıdır. Akdeniz, Arap, Hint ve Anadolu mutfaklarının birleştiği Türk, Yahudi, Ermeni ve Süryani gibi farklı kültürlerden izler bulunan bu etkileşim, Hatay mutfağını diğer bölgelerden ayıran unsurların başında gelir. Bu kültürlerin birleşimiyle ortaya çıkan yemekler, özgün ve lezzetli tatlar sunar. Birbirinden lezzetli yemekleriyle herkesin damak zevkine hitap eder. Herkesi kendine hayran bırakan bir deneyim sunar



Hatay'ın eşsiz coğrafyası ve iklimi, çeşitli tarım ürünlerinin yetişmesine olanak sağlayarak, mutfak kültürünün zenginleşmesine katkıda bulunmuştur.

Bu nedenle Hatay mutfağı, hem Türkiye'nin hem de dünyanın en iyi mutfakları arasında yer almayı hak eder.



Coğrafi konumunun etkisiyle birçok kültürü barındıran ve sentezleyen bir yapıya sahip Hatay mutfağını tanıtan “Tennurden Ditse” belgeseli,  Başkanlığını Fahir Semir Abacı’nın yaptığı Hatay Dayanışma Derneğin ev sahipliğinde, Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı GTD Gastronomi Turizm Derneği üyelere gösterildi. Belgesel sonrası Konuşmacılar, Akdeniz'in taze ürünleri, Orta Doğu'nun baharatları ve yöresel malzemelerin buluşmasıyla ortaya çıkan lezzetleri, birbirinden özgün tatlarla damakları şenlendiren mutfak hakkında bilgiler sundular.



 Hatay mutfağının tarihini ve kültürel önemini vurgulayan, Hatay Dayanışma Derneğin düzenlediği Etkinliğe, Dernek üyeleri, GTD üyeleri, basın mensupları, gastronomi yazarları, restoran sahipleri, yöresel ürün üreticileri ve elit konuklar katılım sağladılar. Açılış Konuşmasında,  Başkan Fahir Semir Abacı özetle; “Toplantı amacımız Sümerlerden günümüze kadar taşıdığı tarihi kültüre işaret eden Tennurden Diste’, yani ‘Tandırdan Kazana’  isimli belgeseli izlemek.



 Hatay mutfağının tarihi kültürüne dikkat çekmek ve depremden sonra Hatay il ve ilçelerinde Hatay mutfağına uygun gastronomi sokaklarının planlanıp hayata geçirilmesi için dikkat çekmektir. Bu etkinliği organize ettiğimiz kişilere ve katılımcılara teşekkür ediyoruz. Hatay, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile bilinen bir turistik destinasyondur. Bu bölgede yaşanan depremler bile Hatay mutfağının zenginliğini yok edememiştir. 6 Şubat 2023 tarihli deprem sonrasında bu mutfağın ayakta kalması için desteklenmesi gerekmektedir. Belediyelerin Hatay il merkezi ve ilçelerinde gastronomi sokakları oluşturmayı planlamaları çağrısında bulunuyoruz. Bu konulardaki taleplerimizi belediye başkanlarına ileterek takipçisi olacağız. 'Tandırdan Kazana' belgeseli Hatay mutfağının tarihi kültürüne işaret etmektedir.”dedi



Belgesel Yönetmeni Prof. Dr. Sedat Cereci, Hatay mutfağının farklı kültürlerin birleştiği bir nokta olduğunu ve Hiristiyan, Yahudi, Sünni, Alevi,  Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Rum, Süryani mutfak kültürlerinin harmanlandığını vurguladı

 Türkiye'nin gastronomi turizmi alanında öncü bir konuma gelmesine katkı sağlayan, Ülkemizin mutfak kültürünü tanıtarak ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunan, Bu faaliyetler sayesinde Türkiye, gastronomi turizmi anlamında dünya çapında tercih edilen bir destinasyon haline gelmesini amaçlayan, GTD - Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, Hatay mutfağının Türkiye içindeki önemine ve bu güzel lezzetleri ortaya çıkaran  maharetli şeflerimize teşekkür etti.

 GTD Gastro Turizm Derneği, Türkiye'nin mutfak mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir köprü görevi üstleniyor. Herkesi bu lezzet dolu yolculuğa katılmaya ve Türkiye'nin gastronomi hazinelerini keşfetmeye davet ediyor.



Özellikle zeytinyağlılarıyla ünlü olan Hatay mutfağında, yöresel sebzelerin ve otların ustaca işlenmesiyle Hatay Dayanışma Derneğince ve Hatay’lı sponsor restoranlar tarafından hazırlanan yemeklerden Çorba, peynir  çeşitleri, babağannuc, haydari, tuzlu yoğurt, humus, yaprak sarma, İçli köfte, kaytaz, lahmacun, biberli ekmek, kömbe, iftarda konuklara ikram edildi. Damaklarda unutulmaz izler bıraktı

Hatay mutfağının şöhreti sadece ana yemeklerle sınırlı değil, tatlılar konusunda da oldukça iddialı olan  "Künefe ve kabak tatlısı ikramlar arasında oldukça ilgi gördü.

 Hatay mutfağının bu kadar zengin ve lezzetli olmasının sebeplerinden biri de, bölgenin tarihi ve kültürel geçmişidir. Hatay, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu da mutfağa farklı kültürlerin izlerini taşımıştır.

 yilmazparlar@yahoo.com

1 Mart 2024 Cuma

Aile Mirası Reçeteler-Lezzet Göçünün İzinde -Yılmaz Parlar






 Aile Mirası Reçeteler- Kuşaktan Kuşağa Aktarılacak Lezzet Hazinesi

Geleneksel Yemek Tarifleri, Kültürel Mirasın Taşıyıcısı

Lezzet Göçünün İzinde  Aile Mirası Reçeteler




Gastronomi, sadece bir mutfak sanatı olmanın ötesinde, bir toplumun kültürel kimliğinin ve mirasının bir yansımasıdır. Bu bağlamda, aile mirası yemek tarifleri, geçmişin yaşayan birer anıtıdır. Her yemeğin içinde bir hikaye barındırdığı gibi, onları hazırlamak da geçmişin izlerini sürmek ve gelecek nesillere aktarmak demektir. Ailelerin mutfağında yankılanan bu lezzetler, kuşaktan kuşağa taşınarak yaşatılan bir hazine niteliği taşır.



Göçmen Artisan Bakery’nin desteği ile Selin Atasoy’un hayata geçirdiği, Sahrap Soysal’ın danışmanlığını yaptığı Okan Bayülgen’in katıldığı  “Aile Mirası Reçeteler” proje kapsamında kitabı tanıtıldı.




Quasar tower Dada Kabartt’de 29 Şubat 2024 Perşembe günü düzenlenen toplantıda Okan Bayülgen, Selin Atasoy, Sahrap Soysal konuşma gerçekleştirdiler

Kültürel Bağlam ve Değer; Yemek tarifleri, bir kültürün derinliklerine inmek için önemli bir pencere sunar. Her tarif, o toplumun tarihinden, coğrafyasından ve hatta inanç sistemlerinden izler taşır. Bir aile tarifi, sadece bir yemeğin nasıl yapıldığını değil, o ailenin geçmişine dair ipuçları da sunar. Kimi tarifler, bayram sofralarının, düğünlerin ya da özel günlerin vazgeçilmez lezzetleri olarak öne çıkar. Bu yüzden, bu tarifler sadece malzemelerden değil, aynı zamanda anılardan da oluşur.



Gelecek Nesillere Aktarılması: Aile mirası yemek tariflerinin önemi, gelecek nesillere aktarılmasında yatar. Bu tarifler, bir ailenin köklerini hatırlatmanın yanı sıra, yeni nesillere aidiyet duygusu aşılar. Anneannelerden, babaannelerden ya da aile büyüklerinden alınan bu tarifler, genç kuşakların kimliklerini oluşturmalarına katkı sağlar. Ayrıca, bu tariflerin kuşaktan kuşağa aktarılması, bir kültürün devamlılığını ve birliğini sağlar.



Yeniden Canlandırma ve Modernleştirme: Geleneksel yemek tarifleri sadece geçmişi hatırlatmakla kalmaz, aynı zamanda geleceğe de ilham verir. Modern mutfak teknikleri ve malzemeleriyle birleştirilerek, bu tarifler yeniden canlandırılabilir ve günümüz damak zevkine uygun hale getirilebilir. Bu, geleneksel lezzetleri yaşatmanın yanı sıra, onları gelecek kuşaklara da ulaştırmanın bir yoludur.





Aile mirası yemek tarifleri, sadece mutfakta değil, aynı zamanda bir toplumun kültürel ve tarihsel dokusunu korumanın bir yolu olarak da değerlidir. Bu tarifler, birçok neslin bir araya gelmesini sağlayan, paylaşılan anılarla dolu bir masa oluşturur. Onları korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak, kültürel zenginliğimizi ve aidiyet duygumuzu güçlendirir. Bu nedenle, aile mirası yemek tariflerinin önemi asla küçümsenmemeli ve her bir tarif, bir hazine gibi korunmalıdır.

 


 Aile Mirası Reçeteler” projesi, kapsamında farklı geleneksel reçeteler aracılığıyla bu tariflerin ait olduğu dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye göç eden ailelerin hikayelerini ve tariflerini kapsıyor.

Süryani, Ermeni, Musevi, Rus, Çerkes, Girit, Boşnak, Rum, Kürt, Arnavut, Bulgar ve diğer mutfak lezzetlerinin göçlerden sonra Türkiye’de nasıl yaşatıldığının ve aktarıldığının izlerini taşıyacak kültürlerin uyumunu işaretliyecek.

Aile Mirası Reçeteler, Kitabın içinde tarifi, yazısı olan “Mardin Bereketi” yemek kitabı yazarı Nadya Şener’e Aile mirası yemek tariflerinin önemini sorduğumuzda, “Kültürel mirasımızın korunmasında büyük bir rol oynamaktadır. Bu tarifler, yıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılarak geçmişten gelen bir lezzet yolculuğu sunmaktadır. Bu tariflerin değerini anlamak için; Kültürel Kimliği Koruma, Toplumun Tarihini Taşıma, Yaratıcılığı ve Yetenekleri Geliştirme, Lezzet Deneyimi, Birlik ve Dayanışmayı Teşvik, Gibi noktaları içerdiğinden önemlidir.” Cevabını alıyoruz.

 


Nadya Şener “Yani, aile mirası yemek tarifleri, kültürel mirasımızın önemli bir parçasıdır. Bu tariflerin korunması ve kuşaktan kuşağa aktarılması, geçmişimizi tanımak, birleşmek ve aidiyet hissi yaşamak için önemlidir. Ayrıca, bu tariflerin pratiği, mutfak becerilerimizi geliştirir ve bize özgün tatlar sunar. Aile mirası yemek tarifleriyle büyümek, kendimize ve köklerimize bağlılık duygusu geliştirir.” Şeklinde özetliyor.

 

 yilmazparlar@yahoo.com


22 Ocak 2024 Pazartesi

İstanbul Başkonsolosluğun, Borş Çorbası Tarifi-Yılmaz Parlar

  

Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Borş Çorbasını Bizzat Yaptı.

Mutfak Diplomasisi; Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğun, Borş Çorbası lansmanı Diplomatik Lezzet Şölene dönüştü.

Şifa dolu lezzet olan UNESCO’nun acil koruma gerektiren somut olmayan kültürel miras listesi’nde yer alan Ukrayna Borş Çorbası İncelikleri Ukrayna İstanbul konsolosluğu tarafından basın mensuplarıyla paylaşıldı.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi ve eşi Ludmila Nedilskyi tevazu örneği sergileyerek kendi ülkesinin geleneksel Borş  (Borşka) Çorbasını, varenıkı (Ukrayna usulü mantı) yemeğini ve uzvar (kuru meyveli) kompostosunu bizzat tarifiyle birlikte hazırladılar ve bizzat kendi elleriyle servis ettiler. Tercümanlığı Konsolosluk bünyesinde olan Danışman ve Koordinatör Igor Pasynchuk yaptı.



2023 ve 2024 Michelin yıldızlı belgeli, Şef Necati Yılmaz’ın sahibi olduğu Sultanahmet’de bulunan Deraliye restaurantın ev sahipliği yaptığı mutfakda hazırlanan menü içine Türkiye ve İstanbul sevgisi dahil olunca sıcak dostluk Diplomasiye dönüştü…

Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi ve eşi Ludmila Nedilskyi geleneksel yemeğin hazırlanışını her adımda göstererek, 

ülkelerin kültürünü paylaşma isteği ve tevazusu güzel bir örnek olarak algılandı. Kendi yeteneklerini sergileyip gurur duysalarda, kendilerini diğerlerinden üstün görme yerine herkesle deneyimleri paylaşmayı tercih ettiler.



Ukrayna'nın Lezzeti, Başkonsolosluğun Elinden Çıkan Borş Çorbası 

Konsolosluğun, Diplomatik görevine devam ederken, kendi mutfak kültürünü tanıtmak amacıyla özveriyle hareket ederek, elinden gelenin en iyisini yapma ve bu adımı, kültürel etkileşimi ve anlayışı artırarak iki ülkenin ilişkilerinde bir köprü görevi kurmasına sevginin güçlenmesine katkı sağlaması yadsınamaz.

Konsolosluğun, davet edilen gazetecilere kendi elleriyle hazırladığı yemekler yine kendi elleriyle servis edilmesi hem diplomatik bir jest olarak değerlendirildi hem de turizm potansiyeli açısından önemli bir adım olarak görüldü. Çünkü yemekler, bir ülkenin kültürel kimliğini yansıtan önemli bir unsurdur ve turistlerin bir ülke hakkında bilgi edinmesinde önemli bir rol oynar.

Tevazu ve misafirperverlik örnekleri gösteren konsolosun bu tür etkinlikleri, ülkeler arasındaki kültürel ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesine önemli bir katkı sağlar. Ayrıca, bu etkinlikler sayesinde insanlar farklı kültürleri daha yakından tanıma fırsatı bulur ve hoşgörüye dayalı bir iletişim ortamı oluşur.

Gastronomi ayrıca yerel mutfakları ve ülkelerin sosyoekonomik yapısını anlamaları için önemli bir bilgi kaynağı sağlar. Yemek kültürü, bir ülkenin tarihi, coğrafi ve toplumsal özelliklerini yansıtan bir aynadır. Yerel mutfak hakkında bilgi sahibi oldukça, o ülkenin toplumunu daha iyi anlayabilir ve ülke ile daha etkili bir şekilde iletişim kurabilir.



Doğu Avrupa Mutfağından Lezzetli Bir Tat Olan Kışın Vazgeçilmezi Ukrayna Borş Çorbası Tarifi

Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi’nin eşi Ludmila Nedilskyi’nin inceliklerini ve püf noktalarını anlattığı tarif özeti; 

Ukrayna mutfağı, zengin çeşitliliği ve lezzetli yemekleriyle ünlüdür. Bu yemeklerin en tanınmışlarından biri ise Ukrayna Borş çorbasıdır. 

Ukrayna'nın geleneksel çorba çeşitlerinden biri olan Borş, lezzeti ve besleyici özellikleriyle ön plana çıkar. Genellikle kış aylarında tercih edilen bu çorba, soğuk havalarda vücudu ısıtmak için ideal bir seçenektir.Ukrayna Borş çorbasının ana malzemesi pancardır. Pek çok yöresel farklılık olsa da genellikle et suyu veya tavuk suyuyla yapılan Borş, pancarın kendine özgü kırmızı rengini almaktadır. Borş çorbasının diğer malzemeleri ise genellikle havuç, soğan, lahana, patates ve sarımsaktır. Bunun yanı sıra çeşitli sebzeler de eklenerek zengin bir lezzet elde edilebilir.



Borş çorbasının en önemli özelliği ise ekşi tadıdır. Pancarın ekşi bir tat bırakmasıyla Bilinen bu çorba, fermente edilen bu malzemenin çorbaya eklendiği bir işlemle yapılmaktadır. Pancar, limon ve sirke gibi ekşi tat veren malzemelerle kombinlenerek harmanlanır.

Ukrayna Borş çorbası, sağlıklı ve besleyici özellikleriyle de dikkat çekmektedir. İçerdiği pancar, antioksidan özellikleri ile bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve kalp sağlığını destekleyebilir. Ayrıca, içeriğindeki sebzeler ve et suyu sayesinde de vücuda gerekli vitamin ve minerallerin alınmasını sağlar.

Ukrayna mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan Borş çorbası, ülkede önemli bir kültürel mirastır. Özellikle ziyaretçiler için misafirperverlik göstergesi olarak sunulan bu çorba, geleneksel Ukrayna sofralarının vazgeçilmez bir parçasıdır.



Ukrayna Borş çorbası, doyurucu, besleyici ve lezzetli bir çorba olarak dikkat çekmektedir. Ülkenin geleneksel mutfağının önemli bir parçası olan bu çorba, pancarın ekşi tadı ve zengin içeriğiyle farkını ortaya koyar. Eğer Ukrayna'ya yolunuz düşerse, bu lezzetli çorbayı denemek için harika bir fırsatınız olacaktır.

yilmazparlar@yahoo.com


4 Aralık 2023 Pazartesi

Extralife Md - Hücreden Evrene-Yılmaz Parlar

  


Extralife Md - Hücreden Evrene


Sağlıklı Yaşamın Derinliklerine Yolculuk Nasıl Yapılır

Gelişen bilim ve teknoloji, insan sağlığını anlamada önemli adımlar atmış, bu da hücresel düzeyden başlayarak evrensel bir sağlıklı yaşam perspektifinin kapılarını aralamıştır. Sağlık, artık sadece fiziksel durumla sınırlı değil, aynı zamanda zihinsel, duygusal ve çevresel faktörleri de içine alan bir bütün olarak ele alınmaktadır.



Özel Projeler ve Gastronomi Danışmanı,Yazar, Naturel Tv kurucusu iş insanı pek çok özellikleri olan Yeşim Kaya “Hayatının Şefi Ol” Atıksız Yaşam ve Beslenme Rehberi niteliğindeki kitabının lansmanını CVK Boshorus Hotel Evergeen’de (Dikey Bahçe) gerçekleştirdi.



Yeşim Kaya’nın şapkalarından biri olan Eğitimcilik ekibinde olan değerlerde lansmanda katılım sağladılar. İlk defa etkinliğe kapılarını açan Evergreen’de mükemmel hazırlanan nefis brunch eşliğinde seçkin konuklarına, Yeşim Kaya Extralife Md  Medikal ve Danışman Ekibininin tanıtımını da yaptı.  



Ektralife Md Ekibi;


Yeşim Kaya Özel Projeler ve Gastronomi Danışmanı,Yazar 

Medikal Grubu

Prof. Dr. Ümit Zeybek (Genetik / Metabolizma)

Prof. Dr. Ali Osman Gürol (Endokrinoloji / Metabolizma/Allerji / İmmünoloji)

Prof. Dr. Erkut Tutkun (Spor Bilimleri) 

Prof. Dr. Hülya Yükseloğlu (Genetik) 

Prof. Dr. İlhan Yaylım (Metabolizma / İmmünoloji) 

Prof. Dr. Mehmet Ünal (Egzersiz / Fizik Tedavi Fizyoterapi) 

Doç. Dr. Itır Tarı Cömert (Psikoloji) 

Doç. Dr. Türker Bıyıklı (Egzersiz / Spor Bilimleri) 

Öğr. Gör. Dr. Tolgahan Hakan (Genetik / Metabolizma) 

Uzman Dyt.  Beste Alimert Altunörs (Beslenme / Diyet)



Danışman Grubu

Betül Arım Yaşam Sanatı Ustası ve Tiyatro  Sanatçısı 

Öykü Akyol Taşkol İnsan Kaynakları ve Kişilik Analizi Danışmanı  

Gülferi Yıldırım (Psikoloji ve Nörobilim Uzmanı Eğitmen, ICF Nörokoç) 

Cenk Yüksel (Sanatçı/ Akademisyen Nefes / Ses / Hareket Uzmanı )

Mickey Mehta (Danışman) 

Ferdinando Maddaloni (Oyuncu, Yönetmen, Yazar Ve Oyuncu Koçu) 

Hücreden Evrene

Hücresel Sağlığın Önemi

Hücreler, yaşamın temel birimi olarak kabul edilir ve bu minik yapılar, vücudun işleyişinde kilit rol oynar. Sağlıklı hücreler, genetik materyalin korunması ve enerji üretimi konusunda kritik bir işlevi yerine getirir.



Beslenmenin Rolü

Beslenme, hücresel sağlığın temel taşlarından biridir. Doğru besinleri almak, hücrelerin ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve diğer besin öğelerini sağlar, bu da vücudun düzgün çalışmasını destekler.

Egzersiz ve Hücresel Canlılık

Düzenli egzersiz, hücresel canlılığı artırır. Kasların güçlenmesi ve dolaşımın iyileşmesi, hücrelere daha fazla oksijen ve besin taşınmasına yardımcı olur.

Mental Sağlık ve Hücreler

Stres, kaygı ve depresyon gibi zihinsel faktörler, hücresel sağlığı da etkiler. Olumlu düşünce ve duygusal denge, hücrelerin sağlıklı kalmasına katkıda bulunabilir.



Hücresel Yaşlanma ve Anti-Aging Stratejileri

Hücresel yaşlanma, yaşlanma sürecinin temel bir parçasıdır. Ancak, sağlıklı yaşam tarzı, hücresel yaşlanmayı yavaşlatabilir. Anti-aging stratejileri, genetik faktörlerle birlikte düşünüldüğünde uzun ve sağlıklı bir yaşam vaat eder.



Genetik Sağlık ve Hücreler

Genetik faktörler, bireylerin hücresel sağlıklarını etkiler. Ancak, genetik yatkınlığa rağmen sağlıklı bir yaşam tarzı, olumsuz etkileri dengeleyebilir.

Çevresel Etkiler ve Hücresel Sağlık

Çevresel faktörler, hücresel sağlığı etkileyen önemli bir faktördür. Temiz hava, su ve doğal ortamlar, hücrelerin optimal performansını sürdürmesine yardımcı olabilir.

Teknoloji ve Sağlıklı Yaşam

Günümüzde teknolojinin sağlık alanındaki rolü büyük. Akıllı cihazlar ve uygulamalar, beslenme takibi, egzersiz programları ve stres yönetimi konularında bireylere rehberlik eder.



Toplumsal Etkileşim ve Hücresel Sağlık

Sosyal bağlantılar ve toplumsal etkileşim, mental sağlık ve dolayısıyla hücresel sağlık üzerinde olumlu bir etki yapabilir.

Sağlıklı Yaşamın Evrensel Boyutları

Sağlıklı yaşam, hücresel düzeyden evrensel bir bakış açısına doğru genişlemektedir. Beslenme, egzersiz, mental sağlık ve çevresel faktörlerle bütünlük sağlamak, insanların daha dengeli ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine olanak tanır. Bu evrimsel yaklaşım, bireyleri kendi hücrelerinden başlayarak, tüm evreni kucaklayan bir sağlık bilinciyle buluşturuyor.



Hücreden evrene sağlık yaşam yaklaşımı, gelecekte sağlık sektöründe bir devrim yaratabilir. Hastalıkların daha etkili bir şekilde tedavi edilmesi ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilme potansiyelimiz artabilir. Ancak, bu yeni bozulmanın tam olarak kullanılabilmesi için daha fazla sayıda ve kapsamlı ihtiyaç vardır. 

Sonuç olarak, hücrelerimizin evrenle sağlık hizmetlerine girebildiği yeni bir oran oluşturulmuştur. Bu bozulma, tedavi ve genetik hastalıklar gibi birçok sağlık sorununun çözümünde büyük bir potansiyele sahiptir. Hücreden evrene sağlık yaşam yaklaşımı, gelecekte insanların olumlu yönlerinde ve kaliteli bir yaşam sunacak bir yaşanacak habercisi olabilir.



Lansman sonrasında Konuklar sürprizle karşılaştı, Hayır Kurumların yardım amaçlı yapılan etkinlerinde Gönüllü yer alan ses sanatcısı Funda Şimşirel’in seçkin reperturandaki şarkılara Yeşim Kaya’nın eşlik etmesi düet yapmaları konuklara eğlenceli neşeli bir zaman geçirmelerine renk katdı. Yeşim Kaya’nın marifetlerinden birinide öğrenmiş olduk.

yilmazparlar@yahoo.com