2 Ekim 2022 Pazar

Moshonis Balık Restaurant Neden Tercih?-Yılmaz Parlar Haberi

 

Moshonis Balık Restaurant Neden Tercih?

En kaliteli deniz ürünlerini yemeye değer veren herkes, Moshonis Restaurant’ı neden tercih ediyorlar? 

En lezzetli Balık Yemekleri Nerede Yenir? Sorusunun cevabı; Neden Moshonis



Şehrin renkli ve çok kültürlü gastronomik zenginliğini keşfetmeye can atan yabancı turistlerinde gözbebeği olan, Feneryolu Bağdat caddesindeki Moshonis Restaurant’ı özel yapan nedir?

Başkalarını, lezzetli deniz ürünleri ile beslemeye sevgisi olan, alçakgönüllü, saygılı, empati duyan, dahiyane yemek hazırlayan, Ayvalık Cunda adalı ödül zengini Şef İsmail Doğan, 1986 yılından beri sektörün içinde.



Şef İsmail Doğan sahibi olduğu, “Mis Kokulu Ada” anlamına gelen, Moshonis Restaurantın Mutfağında 3 temel değeri; Her zaman tazeyi en kaliteli malzemeleri tercih etmesi, sade ve lezzetli tutması, bunlarıda azim, disiplin, bağlılık, yaratıcılık, sezgi, sürdürülebilirlik ve takım çalışlarına dostlukla, samimiyetle danışman nitelikli olması. 



Yetenekli Şef İsmail Doğan, en iyi deniz ürünleri satıcılarıyla ilişkiler geliştirdiğini, nadir bulunan balık türleride dahil olmak üzere, gelişmiş bir tedarik lojistiği olduğunu söylüyor. Böylelikle, gastronomide lezzetin en önemli unsuru kaliteli malzemeden geçtiği, ele alındığında, avantaja sahip olduğu ortaya çıkıyor. A Sınıfı deniz ürünlerinden A Sınıfı yemekler elde ediyor.



Mutfağına yeni tarifler, yeni lezzetler ve yeni pişirme teknikleri getirmek için devamlı sayısız deneyimlerini dile getiriyor.

Dünyanın her yerinden artan sayıda ziyaretçiyi memnun eden Moshonis lezzetleri, Cunda efsanesi Balıkesir Ayvalık ürün lezzetleri olmadan yapamazsınız diyor Şef İsmail Doğan. 



Menüsünde zengin balık ve deniz ürünleri seçkisiyle hazırlanan yemekleri, Türk Mutfağına- Türk gastronomisine Deniz kültürünü getirenlerden biri olarak, şef İsmail Doğan’ın sahip olduğu Moshonis restaurantına ayrıca bir değer kazandırıyor.

Menüde Akdeniz, Ege, Marmara denizin farklı yerlerinden gelen balık ve deniz ürünleri koleksiyonuna sahip söz konusu yemekler, biber, sarımsak, kekik, zeytin, kapari, çeri domates ekleriyle hatta portakal suyu ile krema ve peynir çeşitleri vs. uyumlu kokulu baharatlar ve sebzelerle zenginleştiriliyor. 

Çorbası, aperatifler, balık köfteleri, Patlıcanlı Balık kebabı, Patlıcan Merzane, ahtapot kokoreç ve daha pek çok spesialler görülmemiş boyutlara ulaşan lezzetleriyle gerçek bir efsane. 



Fiyatlar makul, kalite mükemmel ve ürün çeşitliliği geniş. Balık restaurantda ilk balık önemlidir. Balıkdan başka restaurant atmosferi, hizmet kalitesini ve diğer kriterleri sayarsak buranın turizmi teşvik eden turizmin geleneksel mutfağını yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtan yeni yemek deneyimleri yoluyla kültür yansıtan mekan olarakda görülmesi, değerini katlıyor.

Mis kokokulu ada anlamına gelen Moshonis Restauranta 1001 lezzete sahip Balık evi demekde gerekiyor.


yilmazparlar@yahoo.com


5 Eylül 2022 Pazartesi

Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak-Yılmaz Parlar



 Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak

TÜYAP Fuar ve Sergi Merkezinde, 1-4 Eylül tarihleri arasında süren WorldFood 2022 fuarında pek çok panel düzenlendi. En önemli olanlardan biri, Yapder Güvenilir Gıda Platform Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünü üstlendiği, “Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” konulu paneldi.


Öncelikle Gıda güvenliği nedir?Genel güvenliğe göz atalım

Gıda güvenliği, gıdanın hazırlanırken veya yenilirken kullanım amacına uyulması şartıyla tüketiciye zarar vermeyeceği' bir kavramdır.  

Gıda güvenliğinin sağlanması bir halk sağlığı önceliğidir ve gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir adımdır. Etkin gıda güvenliği ve kalite yönetim sistemleri, yalnızca insanların sağlığını ve refahını korumak için değil, aynı zamanda iç, bölgesel ve uluslararası pazarlara erişimi teşvik ederek ekonomik kalkınmayı teşvik etmek ve geçim kaynaklarını iyileştirmek için de kilit öneme sahiptir.

Tüketicilerin güvenli, kaliteli ve uygun fiyatlı gıda ürünlerine yönelik beklentileri yüksektir. 

Güvenilir ve izlenebilir bir gıda tedarik zinciri, tarımsal gıda endüstrisi pazarının en kritik ve vazgeçilmez yönlerinden biridir. Tarım ve gıda üretimi, bir ulusun büyümesi ve gelişmesi için temel araç olmaya devam ediyor. 

Gıda izlenebilirliği, özellikle blok zinciri uygulamalarındaki yeni gelişmelerle birlikte, endüstri ve akademi genelindeki son gıda güvenliği ve kalitesi tartışmalarının merkezinde yer almaktadır.

“Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” konulu panelde Moderatör Yapder Güvenilir Gıda Platformu Başkanı Celal Toprak, Panelistler; Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, İstanbul Ticaret Odası yönetim kurulu sayman üyesi Ahmet Özel, Topkapı Üniversitesi gastronomi bölümünün başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi çok önemli bilgiler paylaştılar.

Son derece hiperaktif panel gerçekleştiren Modeatör Celal Toprak samimi keyifli atmosfer içerisinde “Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” önemli konuyu mükemmel bir şekilde işlemesini sağladı.


İlk söz verdiği Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, öncelikle Balıkesir’i özetledi. “960 adet kırsal mahallesi yani köyü var.  290 kilometre sahil şeridi içerisinde turizm var. 

Balıkesir'in tarihinden bahsetmek gerekirse Balıkesir. Karesi Beyliği diye geçen bir yer. 1870  yıllarda Balkanlar’daki o ulusal hareketler başlayınca. Her yerden göç alıyor. Balıkesir bu 1870  Balkanlar’dan gelen ve Kafkas’lardan gelen o göçler sayesinde nüfusu 2 katına çıkıyor. 

Yani o günkü nüfusu 230 binken 460.000 civarına çıkıyor ve Balıkesir'in ismi oradan veriliyor. 

Karesi vilayeti olmasına rağmen bal çok demek hisarda yerleşke anlamında kullanılıyor. Yerleşkesi bol manasında kullanılıyor. 

Balıkesir'de gastronomide de gerçekten çok farklı özellikleri olan bir yer. Biz 50 peynirli şehir Balıkesir diyoruz. Dağlarından bal akan ovalarından yağ akan şehir Balıkesir diyoruz. 2 deniz bir şehir Balıkesir diyoruz. 

Hakkıyla balı üreten bir yer. 3 milyona yakın büyükbaş küçükbaş canlı varlığı olan 33 milyona yakın kanatlı varlığı olan bir şehirden bahsediyoruz. Zeytin ağaçları var ve yaş ağaç yaş ortalaması 152- 100 yıl, yani 1000 yıllık ağaçlar da var. 10 yıl önce ekilmiş ağaçlar da var ama değişmeyen bir şey var. Mesela bizim Körfez bölgesi Ayvalık, dünyada İtalya ve İspanya'dan yarışır. bir bölge neden sürdürülebilirliği ve aynı kaliteyi veren ağaçlar var? Coğrafi bölgede en önemli o yeni ekilmiş ağaçların daha şeyi belli olmamış, yani aynı kalitede vermiyor ama 100 yıldır aynı zeytinyağı kalitesini veriyor. 

Demlenerek yemek yapan ızgara kullanılmayan mutfağa çok güçlü balığın 1000 yıl öncesinden tuzlanarak Marina edilmiş mezeleri.” Şeklinde itibarına düşkün üreticelerin sağlıklı ürünlerini anlatdı. 

Ahmet özel. “İstanbul Ticaret Odası'nda da gıda komiteleri başkanlığını yürütmekteyim. Istanbul Ticaret Odası, 640000 üyeli bir Dünya devi kuruluş bu meseleyle. Tüm sektörlerin temsil edildiği meclis üyeleri ve komite üyelerince bir kurum, burada 9 komiteyle biz gıda sektörünü temsil ediyoruz. 9 komitede 30 meclis üyemiz de istanbul'a hizmet etme gayretindeyiz. 

Gıda ihtisas komitesi ne iş yapar? Gıda ihtisas komitesi gıda ile ilgili her türlü sorunu siyasetçilere gündemler ve bu Sektörlerdeki tüccarların gerek sorunlarını gerekçe daha iyiye olmalarına yönelik çalışmaları siyasi erk konusunda. Gerek uyarılarla gerek raporlamalarla gündem haline getirerek kanunlarda yer almasını sağlar. Biz böyle bir kurum ve kuruluşuz. Güvenilir ürün dendiğinde ne anlamamız gerekiyor? Tabii ki gıda sektörüyle ilgili biz daha çok güvenilirlik üzerinde duruyoruz.” dedi

Topkapı Üniversitesi gastronomi bölümünün başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi hilelerin tarihi anlatdı Yunan, İngiltere’den eski hilelere örnekler verdi.

“2 koşulu var birincisi. Yasal gereklilikleri yerine getirmek yasal gereklilikler ne söylüyorsa onları yerine getirmek, ikincisi de tüketici beklentilerini karşılama. Tüketiciyi ne istiyorsa onu yerine getirmek. 

Hilesiz rekabet ortamında toplumun talebini karşılaması lazım.,Hileyi ayırmak, saptamak gerçekten çok zor. Gerçek anlamda 1 gıda hileli mi değil mi? Bunu saptamak o kadar kolay değil ve hilesiz olanları kamuoyuna tanıtmaya başlıyorlar. Kontrol sıklığının iyi belirlenmesi lazım. Yani yapanın yakalanacağını bilmesi lazım. Yakalanması için de kontrolün belirli 1 sıklıkla yapılması lazım. Mesela türkiye'de sanıyorum 700 bine yakın gıda işletmesi var, üreten tüketen ve diğerleri. Satış yeri olarak sanıyorum bunların. 1 tanesine yılda 1 kere bile kontrol yapılamıyor. Oysa bilim diyor ki, üretim yapılan yerlerin yılda 4 kez. Satış yapılan yerlerin 2 kez. Tüketilen yerlerinde en az yılda 3 kez kontrol edilmesi lazım. Ona göre bir sistem kurulması lazım.” Gibi önlemleri dile getirdi. 


Sonuç olarak bizim anladıklarımız; 2050 yılına kadar dünya nüfusu 9 milyara ulaşacak, küresel orta sınıf 2 milyardan neredeyse 6 milyara ulaşacak ve bunun sonucunda gıda talebi 2050 yılına kadar artabilir” diyor. en az iki katı. Peki gezegeni yok etmeden ve geleceğimizi tehlikeye atmadan tüm bu insanlar için yeterli ve kaliteli gıdayı nasıl üretebiliriz?”

Gıda endüstrisinde, tedarik zincirinin verimliliği, kârlılık ve güvenlik için hayati öneme sahiptir. Gıda tedarik zincirinde verimliliği, güvenliği ve üretkenliği artırmak için birçok fırsat vardır.

En son trendlerin gücünden yararlanarak tedarik zincirin etkin bir şekilde yönetilmesi, kârlılığa katkıda bulunması ve tüketicilere güvenli ve kaliteli bir ürün sunulması sağlanabilir.

İletişim bulut tabanlı olduğunda, zincirde yer alan personelin, yöneticilerin ve diğer profesyonellerin kendi rollerini ve sorumluluklarını anlamalarını kolaylaştırarak her bir sürecin ana hatları düzenlenebilir.

Bileşenlerin ve hammaddelerin tedariği, Üretme, İşleme ve paketleme, Depolamak, Toptan dağıtım, Tüketicilere perakende yeniden dağıtım gibi tedarik zinciri aşamalarında; İzlenebilirlik eksikliği, Ürünlerin güvenliğini ve kalitesini koruyamama, Kötü depolama ve depolama uygulamaları, Taraflar arasında yetersiz iletişim, Artan tedarik zinciri maliyetleri, Enerji ve yakıt maliyetleri, Lojistik ve nakliye, insan gücü, Yeni teknolojiye yatırım, Depo ve mağazalarda stok takibi ve kontrolünün yapılmaması, Güvenilir veri toplama, veri kalitesi. Büyük bir sorun gördüğümüz alanlardan biri envanterdir. Maliyetleri kontrol etmek ve kaliteyi korumak ve müşterileri memnun etmek için envanterin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekir. 

yilmazparlar@yahoo.com

1 Eylül 2022 Perşembe

GTD-Türk Mutfağı İtalya’da Başarabilir mi?-Haber Yılmaz Parlar

  

nyada Başarılı Olabilir mi? 

Türk mutfağının Dünyanın üç büyük mutfağından biri olduğu söylenir. Bu girişimi başlatmaktan ve Dünya ülkelerine pek çok harika Türk Mutafağını Türk restaurantıları dahil etmek girişiminde bulunan, Otantik Türk malzemeleri ve pişirme yöntemlerini, tanıtmayı amaçlayan girişimin bu ilk adımlarını atan, GTD Gastronomi Turizm Derneğinden gurur duyuyoruz. 

Gelenekler bir toplumu oluşturan önemli unsurlardır. Kültürel mirasımız, alışkanlıklarımız, bilgimiz ve davranışlarımız onlara özel önem verdiğimiz için değişmez. Yüzyıllar geçmesine rağmen aynı kalma sebebi geleneklerimizdendir. Bunları tanıtdığımız zamanda markalaşırız.

Türk Mutfağı İtalya'da… İtalya'da Türk Restaurantları Girişimi Başlıyor.

İtlaya’da etnik mutfaklardan Türk mutfağı % 8 ile dördüncü sırada geliyor…

Daha önce düzenlediği; GastroShow New York, İstanbul ve Dubai'nin ardından şimdi de Türk mutfağını İtalya'da tanıtmaya hazırlanan Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe ile Dernek ofisinde söyleşi gerçekleştirdik.

GastroShow İtalya hakkında bilgi edinme sorumuza; Ticaret Bakanlığı, Türk Hava Yolları ve Türkiye'nin çeşitli illerinin katıldığı GastroShow İtalya'nın 21-24 Ekim 2022 tarihleri ​​arasında gerçekleşeceğini söyleyen Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, “Gastronomi Turizmi Derneği üyelerimizin nin ürünlerini ve mükemmel lezzetlerini İtalyan basınına sunacağız. İtalya'nın Perugia eyaletinde bulunan antik Spoleto köyünde, ortaçağ geçmişinin ustalıkla modernite ile birleştiği ve tek kelimeyle 'Sağlıklı Türk Mutfağı'nı tanıtacağız.” Şeklinde cevaplıyor.

Ödüllü şefler ve Dr. Ender Saraç'ın danışmanlığında İtalya ve Türkiye'den gelen VIP misafirler için ülkemizin yerel lezzetlerinin öne çıktığı ve sağlıklı Türk mutfağının tanıtımının yapıldığı özel bir akşam yemeğinde düzenleneceği açıklamalarında bulunan Boztepe “İkili iş görüşmeleri yoluyla kazanacak ürün ve mal satışı yapacak olan Türk üretici üyeler, beslenme hizmetleri kapsamında ürünlerini almaya karar veren İtalyanlarla da masaya oturacak. Bu önemli olay, gastronomi gezilerinin de yapılacağı fuar, iki ülkenin kültürlerini tanımak açısından da oldukça önemli. Ülkemizden sınırlı sayıda Belediye Başkanının davet edildiği bu organizasyonda İtalya Umbria Belediyesi de yer alacak” dedi.

Bizde, İtalya halkını bu konuda eğitmek kadar, özel mutfağımızı ve kültürümüzü tanıtmak için otantik Türk ürünlerinin kullanımının öneminin farkındalığıyla, bu restaurant şeflerin bu görevin elçileri olarak yer almasından heyecan duyduğumuzu ifade ediyoruz.



İtalya Ve Türkiye Arasında Gastronomi Benzerliği…

Türkiye ile benzer ülke olan İtalya'yı karşılaştırdığında  Benzerlikler; 

İtalyan mutfağı, kökleri 4. yüzyıla kadar uzanan yüzyıllar boyunca sosyal ve politik değişimlerle gelişmiştir. İtalyan mutfağı, Etrüsk, antik Yunan, antik Roma, Bizans ve Yahudi dahil olmak üzere kendi içinde ağır etkiler alır. İtalyan mutfağı, bölgesel çeşitliliği, lezzet farklılıklarının bolluğu ile dikkat çekiyor ve yurtdışındaki etkileriyle dünyanın en popüler mutfaklarından biri olarak biliniyor. Geleneksel İtalyan menüleri beş bölümden oluşmaktadır. 

Türk mutfağı; büyük ölçüde Orta Asya, Orta Doğu ve Balkan mutfaklarının kaynaşması ve rafine edilmesi olarak tanımlanabilecek Osmanlı mutfağının mirasıdır. Türk mutfağı, sırasıyla bu ve Batı Avrupa dahil diğer komşu mutfakları etkilemiştir. Osmanlılar, kendi padişahların çeşitli mutfak geleneklerini Orta Doğu mutfaklarından gelen etkilerle ve Orta Asya'dan gelen geleneksel Türk unsurlarıyla kaynaştırdı ve birçoğunun güçlü bölgesel çağrışımları olan çok çeşitli spesiyaliteler yarattı.

İtalyan ve Türk yemekleri birçok kişi tarafından sevilir çünkü her ikisinde de çok çeşitli lezzetli yemekler bulunur. 

yilmazparlar@yahoo.com

11 Ağustos 2022 Perşembe

Healin Foods'da Hint Mango Festivali-Yılmaz Parlar Haberi


Healin Foods'da Hint Mango Festivali

Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar açısından etkili sağlık yararları bulunan, binlerce yıldır Hindistan'da önemli bir mahsul olan mango tanıtımı için İstanbul Hindistan Başkonsolosluğu ve Gedik Üniverisite iş birliğiyle 10 Ağustos 2022 Çarşamba günü Teşvikiye Healin Foods mekanda festival düzenlendi. 



Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Gedik Holding –Gedik Üniversite Yönetim Kurulu Başkanı, DEİK Bangladeş İş Konseyi Başkanlığı ve DEİK Asya Pasifik Bölge Başkan Yardımcısı Hülya Gedik, Healin Foods sahibi Arzu Gedik festival açılış konuşmaları gerçekleştirdiler.  


Türkçe ve İngilizce konuşma yapan Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Çocuklarımıza ve sevdiklerimize sağlıklı beslenme konusunda yedirdiğiniz yiyeceklerle bilinçlimiyiz şeklinde giriş yaptı. Vatanı Hindistan olan mango'nun ülkenin her yerinde yetiştirildiğini, binlerce mango çeşidine sahip olduklarını, büyük bir kısmı dünya çapında ihraç edildiğini söyledi. Potasyum, beta karoten, çeşitli vitaminlerle dolu meyvelerin kralı antioksidan olduğunu dile getirdi.



Başkonsolos Sudhi Choudhary “Hindistan 2020- 2021 yılı hasatında 37 milyon dolar değerinde 21milyon tondan fazla mango ihracat etmiştir.

Türkiye’nin Hindistan mangolarına tam anlamıyla erişemediğini bu akşamda bu nedenle burada herkese tanıtmak için Hint mangosunu evinize getirmek istedik. Milyonlarca insan gibi sizin de beğeneceğinizi umuyoruz. “dedi


Türkiye Hindistan arasındaki hertürlü gelişmeleri artırmak adına özelliklede Ekonomi iş hacmini artırmaya hedefli çalışmalarıyla başarılı bir trend sürdüren Başkonsolos Sudhi Choudhary, Gedik Holding –Gedik Üniversite Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik’e ev sahipliği için teşekkürlerini sundu.

 


Kadının ekonomideki rolünü, her platformda yaptığı konuşmalardaki  fikirlerle, ufukları açan Hülya Gedik, Holding bünyesinde bulunan Gedik Üniversitesi ve yine bünyede bulunan Gedik Üniversitesinin Diyetisyen bölümlerinden eğitimli Healin Foods mekanlarında yaptığı  konuşmasında ; Başkonsolos Sudhi Choudhary ile birlikte düzenledikleri festivalde Hindistan’dan özel olarak gelen mangoları çeşitli tatlılarda ve sade mango meyvesi olarak sunacaklarını söyledi.


Sağlıklı mutfağa sahip oldukları için insan sağlığına zarar veren şeker, tuz vs. kullanmadıklarını, tamamen organik yiyecekler sunduklarını açıkladı.


Hülya Gedik, bu gibi vücuda zararlı olabileceğini düşündükleri ürünleri kullanmadıklarını, tamamen organik iyi tarım organik tarım ile üretilen ürünler ile onun içerikleriyle yapılan menüye sahip olduklarını ifade etdi.



Hülya Gedik “Bu sene beşinci yılını kutlayacağız. Güzel bir isminiz var ama bugün çok özel bir gün. Hindistan'dan gelen mangoları tanıtıyoruz. Bunun için Istanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary’e çok teşekkür ederim. Böyle bir konuda ev sahipliğinde bizi tercih ettiği için. Ben aynı zamanda DEİK’de İş Konseyi Başkanıyım. Kızım Arzu Gedik bu mekanın sahibi, onun da bu festivalde çok büyük katkıları var. Çok emek harcadı” Diyerek Arzu Gedik’i birkaç kelime yapmak isteyebilir şeklinde konuşmaya davet etdi


Hindistan’ın mango ihracatı için yeni coğrafya aramasını göz önünde bulundurduğumuzda; Arzu Gedik “Mangoyu Türk ithalatçılarına tanıtım için bu festivali gerçekeştirdiklerini, Hint mangolarını alıp Türkiye'ye getirmek ve farklı türde yiyecek veya içecek yapmak isteyen ithalatçılara bir ışık tutmak anlamında festivali özetledi



Sankritçede harika meyve anlamına gelen Mango, Hindistan'da M.Ö. 2000 yılına kadar uzandığı bilinmektedir.

İhracatı artırmada gıda işlemede yenilikler, meyvenin raf ömrünü uzatdığı gibi mesafe sorununun üstesinden gelen başarıyıda getirdi.

Hint mutfağının temel dayanağı ve dünya çapında popüler olan renkli, tatlı meyveler, K vitaminiyle kanın etkili bir şekilde pıhtılaşmasına ve kansızlığı  önlemeye yardımcı olur.  Ayrıca kemikleri güçlendirmede önemli bir rol oynar.

Mangolar ayrıca kan damarları ve sağlıklı kolajen oluşturmak için önemli olan ve iyileşmenize yardımcı olan C vitamini açısından da zengindir.

Mango, meyvenin sarı-turuncu renginden sorumlu bir pigment olan beta-karoten bakımından zengindir. Beta-karoten bir antioksidandır, mangoda bulunan birçok antioksidandan sadece biridir. Mangodaki antioksidanların, hücrelerinize zarar verebilecek ve potansiyel olarak kansere yol açabilecek serbest radikallerle savaştığı bilinmektedir.

Mangolar ayrıca kardiyovasküler sisteminizi desteklemek için de faydalıdır. Her ikisi de daha düşük kan basıncı ve düzenli bir nabızla bağlantılı olan harika bir magnezyum ve potasyum kaynağıdır. Ayrıca mangolar, mangiferin olarak bilinen ve ilk çalışmaların kalp iltihabını  azaltabileceğini öne süren bir bileşiğin kaynağıdır.

Bunun gibi çok yararlı bitki olan mangonun çeşitli sunumları Festivalde konuklara ikram edildi.


yilmazparlar@yahoo.com

1 Temmuz 2022 Cuma

Çöpe Giden Gıda 18 Milyar Dolar-Yılmaz Parlar

 


Çöpe Giden Gıda 18 Milyar Dolar.

Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar.

İstanbul Ticaret Borsası tarafından, üniversite öğrencileri arasında düzenlenen Gıda İsrafını Engelleme Proje Yarışması’nın kazananlarına ödüllerin verildiği törende konuşan İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gıda İsrafını Engelleme Komitesi Başkanı Hakkı İsmet Aral,  “Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar.” dedi




Yiyeceğin israf edildiğini görmemek için, artık bilim adamları, politikacılar ve gıda kampanyası grupları arasında gıda kayıplarını azaltmak için "bir şeylerin yapılması gerektiği" konusunda genel bir fikir birliği oluştu. Yetersiz beslenme gerçektir, ancak obezite krizi de öyle. 

İnsanlar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gibi hükümet organlarının, dünyanın insan tüketimi için üretilen gıdanın yaklaşık üçte birini kaybettiğini veya israf ettiğini iddia eden raporlarına işaret ediyor. 

Depolama ve nakliyedeki zorluklar, aynı zamanda, dünyadaki "gıda atığının" büyük bir bölümünün, hasat sonrası gıda tahıl kayıplarının toplam hasatın % 25'i kadar olduğu tahmin edilirken, meyve ve sebze kayıplarının daha  yüksek olabileceği şeklindeki raporlar her ülkede Gıda israfını önlemeye zorluyor. 



İsraf Edilen Gıda Nedir?

İki ana tür israf edilen yiyecek vardır:  Yiyecek kaybı ve Yiyecek atığı. Yiyecek kaybı daha büyük kategoridir ve herhangi bir aşamada yenmeyen yenilebilir yiyecekleri içerir. 

Evlerde ve Marketlerde yenmeyen yiyeceklere ek olarak, tarlada kalan ekinler, nakliye sırasında bozulan yiyecekler ve markete gitmeyen diğer tüm yiyecekler buna dahildir. Gıda üretiminin hemen her aşamasında bir miktar gıda kaybedilir.

Yiyecekler Nerede Kaybolur?

Yenilebilir yiyecekler, gıda zincirinin her noktasında atılır: çiftliklerde, balıkçı teknelerinde, işleme ve dağıtım sırasında, perakende mağazalarda, restaurantlarda ve evde. 

Yiyecek atığı, tüm yiyecek işletmecileri, Hotel, restaurantlar, büfelerde tabakta kalan yarısı yenmiş yemeği, evde yemek hazırlamaktan kalan yemek artıklarını ve bir ailenin çöpe döktüğünü ihtiva eder.

 Kozmetik kusurlar "Görünüşü bozuk  ürünler" olarak adlandırılanlara yol açar, tüketiciler yanlış şekillendirilmiş veya kusurlu ürünlerle daha az ilgilendikleri için, hasattan önce ve sonra çiftliklerde bir başka önemli gıda atığı kaynağıdır. Gıda güvenliği korkuları ve uygun olmayan soğutma ve işleme, çiftçileri aksi takdirde yenilebilir yiyecekleri atmaya da zorlayabilir.


İşgücü sıkıntısı nedeniyle tarlada bırakılan yiyecekler. Troller tarafından yakalanan balıkların yüzde 40 ila 60'ının denize atılanlar  




Üretim Tesislerinde Gıda Kaybı

Aşırı üretim, ürün hasarı ve üretim tesislerinde teknik sorunlar gibi bir dizi sorun, bu büyük miktarlardaki gıda israfına katkıda bulunur.

Ulaştırma ve Dağıtım Ağlarında Gıda Kaybı

Gıda nakliyesi ve dağıtımı sırasında bozulabilir gıdalar, özellikle yeterli ve güvenilir soğutma, altyapı ve ulaşıma erişimin zor olabileceği gelişmekte olan ülkelerde


Bu bağlamda tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerinin gelişimine ve rekabet ortamının arttırılmasına katkıda bulunulması gıda fiyatlarının tespit, tescil ve ilan edilmesi gibi pek çok görevi üstlenen, 1924 yılından bu yana faliyet gösteren, İstanbul Ticaret Borsası Gıda İsrafını Engelleme Komitesi halkda farkındalık yaratmak, bilinci artırmak adına proje yarışması düzenleyerek 76 proje çözümleriyle Gıda israfını önlemede katkıda bulundu.


30 Haziran 2022 Perşembe günü İstanbul Ticaret Borsasında düzenlenen törende dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.


Törende açılış konuşmasında İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, “Bugün dünyada büyük bir gıda sorunu var. 

Salgın enerji fiyatlarındaki artış ve bölgesel savaşların dönemsel etkilerin dışında gelecekte bu sorunu büyütecek dair sorunlarımız da var.

Gıda israfını engelleme çalışmalarını yürütmek için bir komisyon kurduk. Kamuoyunu konu hakkında bilgilendirdik,” dedi   76 proje sahibinin. Her birine, dünyanın en önemli sorunlarından birinin çözümündeki gayretler için, teşekkürlerini sundu .  


İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gıda İsrafını Engelleme Komitesi Başkanı Hakkı İsmet Aral gıda israfının boyutlarının daha iyi anlaşılması için bazı rakamlar paylaştı.



 “Dünyada üretilen gıdaların üçte biri kayıp 


Bu istanbul'da % 50 .Üretim hasat sonrası % 40 daha hızlı işleme, dağıtım ve tüketim aşamalarında gerçekleşiyor. Bu da dünyada 1. 3 milyar ton gıdanın israfı Geçen sene 1 trilyon dolar. Tutarı şuanda 1. 3 trilyon dolara kadar çıkmış durumda. Bunun sadece üçte biriyle bugün dünyadaki aç gezen  insanı doyurabilir. Insanlar biraz kendine dikkat etse bu da israfına da o insanları da doyurabilecek kabiliyeti ulaşacak. 


Türkiye'de yaklaşık 2 sene önce 35 000 000 tona yakın çöp toplandı. 

Çöplerin içinde % 48 oranında organik ürün olduğunu tespit etti. Yani bu ne demek? Işte 14,5 milyon tona yakın. Kompost yapılarak gübreleri kullanılmalı.


Türkiye'de gıda kaybı var. 

Her sene çok miktarda atıyor. Bu sene herhalde 38.000 000 tona yakın çöp toplayacak. Bunun parasal değeri şu anda, Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar. 


Türkiye bu yıl  20:22 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek” 

Böylece ihracat ve gıda israf rakamlarını göz önüne sergiledi. Gıda israfının tüm detaylarını sıraladı.


“İsrafını engellemek proje yarışmalarından sonuç almak adına dereceye giren proje sahiplerine ödüllerini takdim ediyoruz” şeklinde ödül amacını açıkladı.  



Ödül almaya hak kazanan projeler;


1.lik Ödülü 60 bin lira

Proje Adı:  Anaokulu Menülerinin İyileştirilmesi ve Gıda İsrafının Azaltılması

Katılımcılar: Hürmet Küçükkatırcı, Büşra Bozkurt, Belgin Avcu, Prof. Dr. Vesile Şenol (Proje Danışmanı)

Üniversite: Erciyes Üniversitesi, Kapadokya Üniversitesi


2.lik Ödülü 30 bin lira

Proje Adı: FooDefender

Katılımcılar: Sultan Kahveci, Mustafa Kemal Yıldırım, Doç. Dr. Hür Bersam Bolat  (Proje Danışmanı)

Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi


3.lük Ödülü 20 bin lira

Proje Adı: Gıda İsrafı Konusunda İlkokul Öğrencilerini Bilinçlendirmek Üzere Eğitim Kiti Tasarımı

Katılımcılar: Mehmet Korcan Bacaksız, Emine Özkan, Zehra Altun, Sinem Nazlı Kadıoğlu, Zeynep Özel, Dr. Yasemin Soylu (Proje Danışmanı)

Üniversite: İstanbul Medipol Üniversitesi


Mansiyon 10 bin lira

Proje Adı:  Smart-List

Katılımcılar: Ecem Şen Çiğdem, Çağan Bıçakçı, Dr. Öğr. Üyesi Burcu Yılmazel  (Proje Danışmanı)

Üniversite: Eskişehir Teknik Üniversitesi


Mansiyon 10 bin lira

Proje Adı: Etiketi Oku, Gıdayı Koru

Katılımcı: Gizem Müberra Usta

Üniversite: Balıkesir Üniversitesi


yilmazparlar@yahoo.com

7 Haziran 2022 Salı

Balıkesir Gastronomi Turizme Yöneldi-Yılmaz Parlar


 Balıkesir Gastronomi Turizme Yöneldi


Balıkesir için Mecburi istikamet Turizm Destinasyonu olmak…



Balıkesir Uluslararası Kahvaltı festivali

Gastronomi, seyahat destinasyonu seçerken bir destinasyonun kültürünü ve yaşam tarzını tanımak için vazgeçilmez bir unsurdur. Öncü rol oynar



Bireysel düzeyde, kültürlerimizin yemeklerini yiyerek büyüyoruz. Bir nesilden diğerine aktarılan geleneksel mutfak, aynı zamanda kültürel kimliğin bir ifadesi olarak da işlev görür. Önemli Ticaret hacmi yaratmasının yanında kültürel ilişkilerimizi genişletmek ve olumlu imaj yaratmak tüm kapıları açan anahtardır.



Balıkesir  Kahvaltı


Türkiye gastronomik zenginliğini deneyimleme ve kahvaltılarında sayısız Türk ürün ve yemeklerini tatma şansı vermeyi amaçlayan Balıkesir 'Türk mutfağı' ile Türk gastronomi destinasyonlarına yansıyan birçok yerel mutfağın birleşimidir. 



Bu doğrultuda, Balıkesir destinasyonun özgünlüğüne katkıda bulunmak adına Çok Başarılı Uluslararası Kahvaltı festivaline imza atdı.

Balıkesir Valiliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Güney Marmara Kalkınma Ajansı, Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Balıkesir Aşçılar ve Pastacılar Derneği ile Türkiye Aşçılar ve Pastacılar Birliği iş birliğinde düzenlenen festivalde Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, “Balıkesir turizm şehri olma yoluna çıktı. Bunun bileşenleri çok geniş bir alana yayılıyor. Gastronomi de bunlardan belki de en güçlü olanı. Bu konuda güçlüyüz. Gücümüzü göstermek istiyoruz. Balıkesir bu festivalle artık ben de bu sahada varım diyor. Şehrimize, turizm ve gastronomi sektörüne hayırlı olsun” dedi.



Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, “Bu memleketin ürünleri, tarladan direkt sofraya gelir. Gastronomi şehirleri bu bütünselliği sağladığı için ortaya güzel lezzetler çıkarıyorlar. Balıkesir de artık bu zenginliğini ve iddiasını ortaya koyuyor. Dağlarından bal, ovalarından yağ akan şehir derken Kazdağları ve Madra Dağı’nı işaret ediyoruz. Şehrimizin her bir karışından bereket fışkırıyor. Endemik bitkilerden zeytine, ayçiçeğinden susamına, baharatlarından balına kadar her şey yetişiyor ve oluyor. Balıkesir olarak esenlik ve sağlık turizmindeki potansiyelimiz ile Avrupa’nın Seçkin Destinasyonu seçildik. Gastronomi şehri olma yolunda birçok çalışma gerçekleştirdik. Sahilleri, Kuş Cenneti, termalleri ve tüm ilçeleriyle Balıkesir, 365 gün misafirlerini bekliyor” şeklinde Turizm Destinasyonu olma adaklı olduklarını vurguladı



Balıkesirli ünlü oyuncu ve sunucu İlker Ayrık’ın sunumuyla açılışı gerçekleşen festivale Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz yanı sıra  Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Abdullah Güç,  BAÜN Rektörü Prof. Dr. İlter Kuş, Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, Sanayi Odası Başkanı Nazmi Yarış, Ticaret Borsası Başkanı Ersin Erdoğmuş, Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, Türkiye Aşçılar ve Pastacılar Onursal Başkanı Mahmut Dolmacı, Türkiye Aşçılar ve Pastacılar  Birliği Balıkesir Temsilcisi Levent Kaynak, TÜRSAP Genel Başkanı Firuz Bağlıkaya, Çanakkale-Körfez Bölge Temsil Kurulu Başkanı Ahmet Çelik, Susurluk Belediye Başkanı Nurettin Güney, İsviçre Büyükelçisi Mr.Jean-Daniel Ruch ve Eşi Mrs. Marie Girod Ruch, Malta Büyükelçisi Dr.Theresa Cutajar,



Letonya Büyükelçisi Peteris Vaivars ve Eşi Mrs Rina Okumura Vaivara, Moğolistan Büyükelçisi Munkhbayar Gombosuren ve Eşi Mrs.Uyanga Ganboid, Arnavutluk Büyükelçisi Kastriot ROBO ve Eşi Mrs.Teuta Robo,

Hırvatistan Büyükelçisi Hrvoje Cvitanovic, Bosna Hersek Müsteşar Mrs.Dragana Andelic ve Eşi Mr.Branislav Andelic, Hollanda İstanbul Başkonsolosu Arjen Uijterlinde ve Eşi Josine Vonhoff, İlçe Belediye Başkanları, Parti ilçe Başkanları, temsilcileri STK Başkanları, temsilcileri çok sayıda yerli yabancı misafirler katıldı.

Standlar Gezildi. Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Susurluk Belediye Başkanı Nurettin Güney ve bazı İlçe Belediye Başkanları Büyük bir olgunluk ve örnek alınabilecek, son derece içten samimi olarak hizmet sergileyerek, Balıkesir sevdalısı olarak standlarda ikramları kendi ellerinden vatandaşlarına sundular. 

yilmazparlar@yahoo.com


26 Nisan 2022 Salı

Bal’da yüksek ihracat eğitim ve markalaşma ile sağlanabilir -Yılmaz Parlar


  Bal’da yüksek ihracat eğitim ve markalaşma ile sağlanabilir 


Arıların doğal mucizesi bal, hem sağlık üzerine etkileri hem de ülke ekonomilerine katkısı ile konuşulmaya devam ediyor. İstanbul Ticaret Borsası tarafından düzenlenen bir toplantı ile masaya yatırılan bal sektöründe, paydaşların ihracatın yükselmesi konusunda fikri ise ortak: yüksek ihracat için eğitim ve markalaşma kamu desteği ile ele alınmalı.

İstanbul Ticaret Borsası tarafından hayata geçirilen Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor toplantılarının dördüncüsünde bal sektörü ele alındı. Sektörü sekteye uğratan konu başlıklarını tartışmak için bir araya gelen sektör temsilcileri mevzuattan tağşişe, ihracattan markalaşmaya bir çok konuda çözüm önerilerini sundu.

Moderatörlüğünü Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak’ın üstlendiği ‘Dünü Bugünü Yarını ile Bal Sektörü” başlıklı toplantının açılış konuşmasını ise İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz yaptı. Kopuz; bal sektörünün öneminin her geçen gün arttığını belirterek, “Bal üretiminde 2020 yılı itibarıyla 458 bin ton ile Çin ilk sırada iken, 104 bin tonluk üretimi ile Türkiye’nin ikinci, İran’ın ise 80 bin ton ile üçüncü sırada yer aldığını görüyoruz. Yani Türkiye bir bal ülkesi... Üretimde birinci ülke olan Çin, yaptığı taklit ve tağşişler ile meşhur. Çin’in sahte ballarından en çok şikâyetçi olan ülke ise ABD… Çin’in taklit ballarıyla baş edemeyince Çin’den ithalatı yasakladılar. Dolayısıyla, yüksek bir talebi olan ABD pazarı bizim için bir fırsat olabilir. Balın ihracat potansiyelini kullanmamız bu sektörü çok daha önemli yerlere taşıyacaktır” dedi.




Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kodeks Daire Başkanı Selim Kaplan, konuşmasında, mevzuatı geliştirerek güvenilir ürün sunulmasına destek olduklarını belirterek; “Türkiye bal üretiminde ikinci ama ihracatta 22. sırada. Kovan başı verimimizi artırarak bu sıralamada yükselmemiz gerekiyor. Çam balında Türkiye dünyanın en önemli üreticisi... Çam balında kaliteyi artırmak için çalışmalar yapıyoruz. Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Birliği ve bal üreticilerimizin de katkısıyla bu çalışmaları geliştireceğiz. Ayrıca ikili denetim sistemi oluşturmaya çalışıyoruz. Tüm bu çalışmalar balda taklit ve tağşişin engellenmesine büyük katkı sağlayacaktır. Bunda ne kadar başarılı olursak, bal sektörü o kadar gelişecektir” dedi.

İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, İstanbul’un sadece bir bal pazarı değil, dev şirketleri ve 76 bin kovanıyla aynı zamanda bir üretim üssü olduğunu belirterek, “Bu nedenle Müdürlüğümüz yoğun bir biçimde bal denetimleri yapıyor. Bal denetimleri konusunda hem üreticilerimiz, hem firmalarımız, hem de üniversitelerimiz bize yol göstermeli. Özellikle tağşiş yöntemleri konusunda sürekli değişim var. Sektörün bu konudaki desteği bu nedenle çok önemli… Örneğin tulum peyniri üreticilerinin nişasta kullanımı ile ilgili bize yol göstermesi denetimlerin etkinliğini artırdı ve sorunu büyük oranda çözdü” şeklinde konuştu. 

Aksu Vital Yönetim Kurulu Başkanı ve İSTİB Meclis Üyesi Yunis Aksu, ise konuşmasında, bal üretiminin birbirinden ayrılmaz bir bütünün uyumuyla mümkün olduğunu belirterek, “Arı, bal, çiçek ve insan dairesel bir döngüdür. Eğer çevre sağlıklı değilse, arıların oradan sağlıklı bir ürün üretmesi mümkün değil. Bal ve diğer arı ürünleri ile ilgili sorunları bütüncül olarak değerlendirmeliyiz. Ticaretin de dört paydaşı vardır; arıcı, paketlemeci, tüketici ve kamu. Bu paydaşların birlikte hareket ettiği bir sistem kurulmadığında, kaliteyi sürekli kılma konusunda başarılı olamayız. Örneğin tüketiciyi bilinçli hale getirmeden kaliteli bal talebi oluşmaz. Tüketiciye balın reçel olmadığı, sağlıklı bir ürün olduğu anlatılmalı. Tüm bu paydaşların sürekli olarak bir araya gelerek balda kaliteyi sağlama ve sürdürme konusunda çalışma yapmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Sektörün gelişimi, kalite standardizasyonu ve ihracattan geçiyor” dedi.




İstanbul Bal Evi Yönetim Kurulu Başkanı ve İSTİB Bal ve Baharat Komitesi Başkanı Mustafa Toktaş, balın önemine ve Türkiye ballarının çeşitliliğine değindiği konuşmasında, şunları söyledi: “Yıllardır, zengin bir bitki çeşidiyle Anadolu ve Trakya’da bal üretiliyor. Kanola, lavanta ve çörekotu yeni bitkilerimiz. Çam balımız dünyaca ünlü. Özellikle taklit ve tağşişin önlenmesi konusunda çalışmalıyız. İstanbul Ticaret Borsası tağşiş konusunu TOBB’a götürdü, Bakanlığa götürdü. Şimdi de bu toplantıyı yapıyor. Sektör böyle toplantılarla bir araya gelerek çözüm üretmeli. Tağşiş gıda terörüdür. Ben 50 yıldır bal ticareti yapıyorum. Bugün sadece bal değil polen, arı ekmeği, arı sütü, propolis ticareti de yapıyoruz. Sektör gelişiyor.”

Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık, yaptığı konuşmada, çam balının önemine dikkat çekti ve “Çam balı Türkiye için çok önemli. Türkiye dünya çam balı üretiminin yüzde 92’sini tek başına yapıyor. Üretimin yüzde 90’ından fazlasını ihraç ediyoruz. Tüm balımızın yüzde 17-23’ü çam balı. Çam balı standardı konusunda çalışmalı, ardından kodeks ve coğrafi işaret konularına yoğunlaşmalıyız. İller arasında çekişme olmamalı. Çam balı Türkiye’nin her yerinde yetişiyor” dedi. Çam balı üretimimize yangınların büyük bir darbe vurduğunu söyleyen Artık, “Yangın alanlarına yeni fidan dikmeden mevcut ağaçların gelişmesini sağlamaya çalışmalıyız” dedi.

İstanbul Bal Üreticileri Birliği Başkanı Yalçın Sezer, bal üreticileri olarak bir yazılım çalışması yaptıklarını belirterek, “Bu yazılım sayesinde, Türkiye çapında tüm vasıflarıyla, hangi kovanda nasıl ballar üretildiğini bilebileceğiz. Türkiye’de 12 bin bitki türü var. Böyle bir yerde bal standardizasyonu oluşturmak çok zor… Ayçiçeği ve çam balı gibi ballarda bile durum kolay değil. Bizim yoğunlaşmamız gereken konu, değerli ballarımızın katma değerini artırmak olmalı. Örneğin manuka balının 250 gramı 85 Euro. Bizim kestane ve meşe ballarımız manuka balından vasıflı olmalarına rağmen o fiyatlara satılamıyor. Yani katma değer sorunu var. Bal üreticilerinin eğitimsizliği de çok büyük sorun. Bunun, geniş katılımlı bir sürekli eğitim sistemi ile çözülmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. 

Altıparmak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı ve Balder Başkanı Özen Altıparmak, ise bal markalarının bal üreticisi değil bal paketleyicisi olduklarına dikkat çekerek, “Balı arı üretir, biz paketleriz. Bal ticaretinin en önemli şartı doğru ürüne ulaşılmasıdır. Bu nedenle laboratuvar gerekir. İleri teknoloji kullanılmalı. Bal hem sağlıklı hem gerçek olmalı. Her doğal bal sağlıklı değildir. Gerçek ballarda ilaç kalıntıları olabiliyor. Balda ARGE çalışmaları da önemlidir. Örneğin biz esmer pirinç şurubunun tespiti için çalışmalar yaptık ve tespit etmeyi başararak dünyaya sunduk” dedi. 

İstanbul İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur Çilenk, balda temel meselenin üretim olduğuna dikkat çekerek, “Herkes bal üretemez. Bunun bir okulu olmalı. Balın kalitesi üretim tekniklerine bağlıdır. Herkes balcılık yapabileceği inancıyla bu işe giriyor ama sonuç sağlıklı olmuyor. Balda eğitimden başlayarak bir standardizasyon olmalı. Ayrıca üretimden tüketime bir sistem kurulmalı” dedi

yilmazparlar@yahoo.com

26 Mart 2022 Cumartesi

Kral Çorbası Tarifi-Yılmaz Parlar

 



 Kral Çorbası Tarifi


Kral-Kraliçe Çorbası, Aslan çorbası tarifleri


Mutfakdan yemek kokuları değil sevgi kokuları gelen Shorba Restaurant zinciri sahibi Sim Aslanoğlu’ndan tarifleri almadan , söyleşiye geçmeden önce biraz neden çorba diye bahsedelim 



Dünyanın her yerinde birçok mutfağın bir parçası olarak sunulan çorba, gerek sağlıklı beslenme, gün içinde, gerekse sindirimi kolay gece içildiğinde fayda sağlayan, sadece sağlık için son derece faydalı olmakla kalmaz, aynı zamanda vücut ısısını korumaya yardımcı olan termojenik özelliklere de sahiptir. Dumanı tüten bir kase çorba, vücudu ısıtan, lezzet ve beslenme bonusu elde edebileceğiniz yiyeceğimizdir.


Geleneksel olarak kırmızı et, tavuk, balık, sebze ve baharatlarla ile hazırlanır, ancak yorumlamalar, insanların çoğunluğunun yemek alışkanlıklarını karşılamak için vejetaryen ve vegan içerikleriylede hazırlanır.


Shorba restaurant zincirindeki günlük değişken 20 çeşit çorba yorumlamalarına gelince, kadının özel zevkleri arasında yer alan yemek pişirme ve kadının esteğiyle birleştiğinde çorba burada kendilerine özel lezzet yumağı haline geliyor. 


Shorba restaurant zincirindeki Ataşehir Shorba Restaurantda, Zincir sahibi iş insanımız Sim Aslanoğlu ile söyleşi gerçekleştiriyoruz.



Menü restaurantın aynasıdır.


“Çorbalarımızı ruhunuzla içersiniz” diyen Sim Aslanoğlu tüm çeşit duygularımıza hitap eden menüde yer alan çorbaların güzelliğini dile getiriyor. Yemek sadece beslenme, sağlıklı beslenme değil aynı zamanda zevk olduğunu vurguluyor.

Çocukların bebeklerin tüm gönül rahatlığı içinde içebilecekleri günlük taze, malzemelerle oluşan çorbalar, hem besleyici hem sağlıklı yönleriyle  Shorba'yı benzersiz tarafa çeken Sim Aslanoğlu'nun sözlerini mutfağı gözlemliyerek çorbalardan bir kaçını test etdikden sonra doğruluyoruz.

Çorba içeriklerin dokularını tanımlayan, dünya mutfağı çorbalarını, tarihini bilen engin kültüre sahip Sim Aslanoğlu aynı zamanda restaurant ekonomisini çok iyi bilen iş insanımız. Franchise ile önlenemez yükseliş gösteren başarılı idol kadınımız.

Franchise alanların sürdürebilir karlılık göstermesinin nedeni Sim Aslanoğlu’nun  yaratdığı mükemmel iş modelini franchise gereği uyguladıkları olmasındandır.  


Günlük değişken 20 çeşit çorbalardan, Kral-Kraliçe Çorbası, Aslan çorbası tarifleri



Tariflere gelince; Elbetde malzeme ölçü birimleri özel mufakların ticari sırrıdır, söylenemez. Ama içerikleri..

Kral-Kraliçe Çorbası 

Özel yapım Shorba ekmeği içinde sunulan bu çorba Tandır eti, yoğurt, biber salçası, mercimek ve özel sos ile hazırlanıyor. Sunumda üzerine fıstık (Kraliçe) Fındık (Kral)  ile lezzetlendiriliyor.


Aslan Çorbası

İçerisinde Tavuk eti, pancar, havuç gibi kış sebzeleri, soya sos ve özel acı sos yer alıyor. Sunumda susam ve nar ile lezzetlendiriliyor.


Shorba Restaurant Zincir Franchise istekleri için Sim Aslanğolu’na nasıl ulaşalabilecekleri sorduğumuzda sim@shorba.com.tr adresden cevabı alıyoruz. 


yilmazparlar@yahoo.com