Türk mutfağı, Dünyanın üç büyük mutfağından biri olduğu söylenir. Dünya ülkelerine pek çok harika Türk Mutfağını, Türk restaurantıları dahil etmek girişiminde bulunan, Otantik Türk malzemeleri ve pişirme yöntemlerini, tanıtmayı amaçlayan Gelenekler bir toplumu oluşturan önemli unsurlardır. Kültürel mirasımız, alışkanlıklarımız, bilgimiz ve davranışlarımız onlara özel önem verdiğimiz için değişmez. Yüzyıllar geçmesine rağmen aynı kalma sebebi geleneklerimizdendir. Bunları tanıtdığımız zamanda markalaşırız.
Yalova’da Akdağlar Restaurant meşhur Konyalı Etliekmek ile gastronomiye hizmet vermesi takdire değer bir işletme olduğunu hak ediyor.
Her zaman söylenildiği gibi, Başda protokolun yabancı misafirlerini Türk Mutfağını tanıtması, onlar ile ağırlaması büyük rol oynar şeklinde… Başarılı Yalova Valisi Muammer Erol’da özel konuklarını yüz akıyla ağırladığı Akdağlar Restaurantın meşhur Konyalı Etliekmek tanıtımı bunun en güzel örneği… Buna tanık oluyoruz.
Yaratıcı ekonomide gastronomi nasıl bir rol oynar.
Restoranlar, kafeler veya küçük üreticiler olsun, her zamanki hacim ve hızda çalışma fırsatından mahrum. Bu nedenle, şehirdeki gastronomi ile ilgili yerlerin ayağa kalkmasına, üretime başlamasına, bir çalışana ödeme yapmasına veya başka birini istihdam etmesine yardımcı olabilecek kapsayıcı projeler dahil Türk mutfağını hak etdiği platforma taşımaya destek olmayı hedeflemesi şehrin protokol kesimiyle başlar.
Türk mutfağı, Dünyanın üç büyük mutfağından biri olduğu söylenir. Dünya ülkelerine pek çok harika Türk Mutfağını, Türk restaurantıları dahil etmek girişiminde bulunan, Otantik Türk malzemeleri ve pişirme yöntemlerini, tanıtmayı amaçlayan Gelenekler bir toplumu oluşturan önemli unsurlardır. Kültürel mirasımız, alışkanlıklarımız, bilgimiz ve davranışlarımız onlara özel önem verdiğimiz için değişmez. Yüzyıllar geçmesine rağmen aynı kalma sebebi geleneklerimizdendir. Bunları tanıtdığımız zamanda markalaşırız.
Türk mutfağı; büyük ölçüde Orta Asya, Orta Doğu ve Balkan mutfaklarının kaynaşması ve rafine edilmesi olarak tanımlanabilecek Osmanlı mutfağının mirasıdır. Türk mutfağı, Batı Avrupa dahil diğer komşu mutfakları etkilemiştir. Osmanlılar, kendi padişahların çeşitli mutfak geleneklerini Orta Doğu mutfaklarından gelen etkilerle ve Orta Asya'dan gelen geleneksel Türk unsurlarıyla kaynaştırdı ve birçoğunun güçlü bölgesel çağrışımları olan çok çeşitli spesiyaliteler yarattı.
Turizm ve gastronomi arasındaki bağlantı çok güçlüdür. Turistler seyahat ederken biyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için sadece yemek zorunda olmakla kalmaz, gastronomi de turistlerin deneyim kalitesine katkıda bulunur, böylece genel seyahat deneyimine damgasını vurabilir
Birçok Lezzetin Bir Araya Geldiği, Meşhur Konya Etliekmek hakkında bilgileri Akdağlar Restaurant sahibinden alıyoruz.
Etli ekmek, 1,8 ölçü hamur, 1 ölçü et, 1 ölçü sebzeden oluşuyor. Etleri düve etinin kaburga ve boşluk kısmından kullandıklarını, domates, yeşil biber, soğan, maydanoz, tuzdan oluşan sebze karışımı ile et yoğrulduğunu özel fırın ateşinde usulüne göre piştiğini öğreniyoruz.
Fırın küreklerine sığmayan etli ekmeğin boyu enide yine ölçüler dahilinde…Göze ve damak tadına hitap eden lezzetli bu etliekmeğin haricinde özel çorba ve tatlı seçkileride dahil edildiğinde, Yalova’da Türk mutfağın otantiğini görüyoruz.
Akdağlar Restaurant sahibi, Coğrafi işaret tescili, etliekmek, 1200’lü yıllardan itibaren Konya’da üretildiğini belirtti
33. Hotel Equipment Ve 29. Food Product Fuarları Yoğun İlgi Gördü
HORECA–Ekipman Fuarı , tüm turizm endüstrisi kollarını birleştiren ve destekleyen büyük ve başarılı bir etkinliğin parçasıdır.
HORECA– Ekipman, catering tesislerinin, restoranların ve otellerin tefrişatı için son teknoloji ürünlerin ve çeşitlerin üretimi ve dağıtımının yanı sıra, catering tesislerinin hizmet faaliyetleri, yeni iş, tedarik ve operasyon trendleri ile uğraşan en önemli şirketleri bir araya getirir.
Program sergileme bölümünde mutfak ekipmanları, restoranlar, barlar, oteller, güvenlik ve rezervasyon sistemleri, çarşaflar, temizlik ekipmanları, fırın ve pastacılık ürün çeşitleri, ziyafet ekipmanları, mesleki literatür ve yayınlar ziyaretçiler tarafından görülebilir.
Katılımcıların sergi programındaki pek çok yenilik, otel işletmeciliği ve ikram hizmetleri gösterir.
Son yıllarda, tüm bölgede otel endüstrisine büyük yatırımlar yapıldı. Küresel otel zincirlerinin yanı sıra yerel yatırımcılar, uluslararası ve yerel konukların sayısında daha fazla büyüme bekleyerek yatırım yaptı ve yapmaya devam ediyor.
Turizm tesisi donanımına yeni teknolojilerin ve standartların getirilmesi, tüm turizm endüstrisini geliştirir ve tüm kapasiteleri turizm ihtiyaçlarına başarılı bir şekilde uyarlar. Bu bölüm giderek daha önemli hale geldi ve Fuar'da temsil edildi.
Profesyonel yan etkinlik programı, tüm catering personeli, otel yöneticileri ve aynı zamanda ziyaretçiler için güncel konularla doludur, çünkü stantlarda yapılan sunumlar, son teknoloji ekipmanlarda catering becerilerinin gösterilmesi ve ürün tadımı bu etkinliği benzersiz kılmaktadır.
Fuarlar, ülkenin ekonomik faaliyetinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Şehri, Güçlendirme. Ekonomik canlılık. Sosyal ilerleme. Çevresel sürdürülebilirlik. Bu dört ilke, sertifikasına turizmin alternatifi fuarlar kongreler rehberlik eder. Fuarlar sayesinde şehirler ticaret merkezleri haline geldi ve dünyanın farklı şehirlerine pek çok zenginlik getirdi.
Fuarlar Kongreler, Turizm açısından, geçici ve kalıcı istihdam olanakları sağlar, kültür alışverişini teşvik eder ve barışı geliştirir.
Ticaret fuarları çok güçlü bir pazarlama ortamıdır. Binlerce uluslararası alıcı ve satıcıyı kısa sürede tek bir yerde bir araya getirmektedir.
Sürekli olarak düzenlenen ticaret fuarlarının şehirlerin markaları üzerindeki etkisi yadsınamaz.
Yurt içinde ve yurt dışında ülkeden çok sayıda katılımcı ve profesyonel ziyaretçiyi bir araya getiren Anfaş HORECA Küresel Marka oluştu.
Her yıl düzenli olarak yapılan Başkanlığını Ali Bıdı’nın yaptığı ANFAŞ HORECA fuarına katılmak adeta fırsatdır.
Sağlık Turizminde, Türk Mutfağının Özgünlüğü, Marka Gücü
Gıda, turizm ve sağlık arasında köklü bir karşılıklı ilişki vardır. Aslında, turizmin ilk biçimlerine katılma motivasyonları, esenlik, zindelik ve sağlık fikirleriyle ve algılanan sağlık yararları sunmaya odaklanan yerler veya destinasyonlarla yakından ilişkilidir.
Çağdaş turizm, algılanan sağlık ve esenliğe katkıda bulunmaya devam etmektedir. bu bağlamda turizmin sosyal mantığını anlarken, sağlık sektörünü güçlendirmenin bir yolu olan medikal turizmin bölgesel ekonomideki etkileri yadsınamaz.
Sağlık, gastronomi ve turizm üçgeninde önem teşkil eden yiyecek ve içecek üretimine dair tüm faktörlerin önemi, Bu sinerji, Gastronomi Turizm Derneği Gürkan Boztepe, Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti “Kanaat Önderleri Konuşuyor” temalı Gastro Talks toplantısında cevap buldu. Çapraz desteklemeye örnek oldu.
Turistler için yaklaşık %33'ü seyahat konaklaması oluştururken yemek harcamaları ise toplam bütçenin %40'ını teşkil eder.
Gastronomi potansiyeli bilincinde yemekleri ve mutfağıyla dünyada çok güçlü bir konuma getirmek misyonuyla Türk mutfağını Dünyaya tanıtmaya kendini adamış Gastronomi Turizm Derneği (GTD) Başkanı Gürkan Boztepe, Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti önemli bir adıma başladılar..
Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ve Liv Hospital iş birliği ile düzenlenen “Kanaat Önderleri Konuşuyor” temalı Gastro Talks toplantısı yoğun ilgi gördü.
Türk mutfağının özgünlüğü ve gücüyle sağlık turizminde
katma değer yaratılabileceğini vurguladı.
15 Aralık Perşembe günü Liv Hospital Vadistanbul’da gerçekleştirilen toplantıda Gastro Talks toplantısının konuğu olan Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti, “Sağlık Turizminin Geleceği, Sürdürebilirliği ve Türk Mutfağının Sağlık Sektörüne Yansıması” başlıklı bir konuşma yaptı.
Meri İstiroti, “2021 ve 2022 yılı sektör için toparlanma yılı oldu. Türkiye’ye gelen sağlık turisti sayısı 2021 yılında, pandemi öncesi dönemi yakalayarak 671 bine yaklaşırken, rakamlar 2022’yi yaklaşık 1 milyon 200 bin sağlık turisti ve iki buçuk milyar dolara yaklaşan gelirle kapatacağımızı gösteriyor” dedi
Meri İstiroti, 2023 ve sonrasında sağlık turizminden beklentilerin büyük olduğuna değindi. “Yabancı hastalar daha iyi doktor becerileri, gerçek multidisipliner yaklaşım, nitelikli tıp ve hastane yönetimi, tıbbi sonuçlarda ve tedavide yüksek kalite, modern tıbbi teknoloji, bekleme süresinin olmaması, yakın uçuş mesafesi ve uygun tedavi maliyeti gibi avantajlardan dolayı ülkemizi tercih ediyor” şeklinde avantajlarımıza değinirken, Türkiye’de batıya göre %40 civarında tedavi gideri tasarrufu sağlandığını vurguladı.
Türk mutfağının sağlık turizminde nasıl değerlendirilebileceği hakkında Meri İstiroti, “Geleneksel tatlarımızın, sağlıklı ve besleyici yemek kültürümüzün uluslararası arenada daha fazla tanıtılması, ülkemizin markalaşma sürecinin en güçlü destekleyicisi olacaktır. Bu doğrultuda, sağlık hizmeti almaya gelen turistlere sağlıklı beslenme öğretileri, ürünlerin temini, online ürün tanıtımı birleştirilerek sunulabilir. Ege mutfağının kendine has özellikleri ise sağlık turizminde ayrıca değerlendirilebilecek büyük bir zenginlik. Gastronomi turlarının hastanelerde tanıtımı, hastanelerde ise gastronomik özelliklerin tüm dillerde tanıtımı yapılabilir. Gastrointestinal hastalıklar ve kanserle ilgili hastalıklarda ise doğru beslenme programı tedavi sonrasında da devam ettiği için bu alanda, tedaviye ek oluşturularak destekleyici çalışmalar yapılabilir. Ayrıca online mutfak kursları yabancı hastalara ve yakınlarına sunulabilir, yurtdışından yerel bölgelere yapılacak gastronomi turlarına check-up programları eklenebilir” şeklinde açıklamalarda bulundu. Dünya sağlık turizminde en çok kanser nedeniyle seyahat edildiğini, sırasıyla kök hücre terapisi, kronik hastalıkların tedavisi, diş hekimliği, kalp hastalıkları ve organ naklinin izlediğini belirtti.
Bizde bu ilişkiye bakarken; Yiyecekleri kültürel sermaye ve sosyal prestij yaratmak için bir araç olarak kullanmak adına, Turizm yeme ve alışveriş deneyimi ile sonuçlanan bir yiyecek ve içecek tedarikçileri yoğunluğu yaratmak, İyi kalite ve adil fiyatlandırmaya dayalı yerel otantik bir potansiyel oluşturma, Gastronomi ve Turizm alanlarında yiyecek ve içeceklerin sağlıklı bir biçimde üretilmesi günümüzün en temel araştırma konularından biridir.
Sağlıklı üretim söz konusu olduğunda yapılan araştırmaların gıda güveliği ekseninde olmasına rağmen zamanın getirdiği yeni eğilimler, hastalıklar ve tercihlerin de etkili olduğunu söylemek mümkündür.
Sağlıklı beslenme, katı beslenme felsefeleri, gerçekçi olmayan bir şekilde zayıf kalma veya kendimizi sevdiğimiz yiyeceklerden mahrum bırakma ile ilgili değildir.
Bunun yerine, harika hissetmek, daha fazla enerjiye sahip olmak, ruh halimizi dengelemek ve kendimizi mümkün olduğunca sağlıklı tutmakla ilgilidir; bunların hepsi, bazı beslenme temellerini öğrenerek ve bunları bizim için işe yarayan bir şekilde kullanarak elde edilebilir.
Gastronomi Turizm Derneği tüm bu alanları kapsayıcı Yerel mutfakları keşfetmek, tatmak ve mutfak deneyimleri kazanmak için organoleptik özel ilhamları temsil edebilir ürünleri marka yapan hizmete kilitlendiğini gözlemliyoruz. Takdir ediyoruz.
7-8-9 Ekim 2022 Tarihlerinde gerçekleşen 4. Afyonkarahisar Gastronomi Festivali kapsamında panellerde düzenlendi. En önemli en yoğun ilgi gören panellerden biri, Gastronominin Turizm ile İlişkisi konulu paneldi.
Gastronomi turizmde büyük bir varlıktır. Kültürün bir parçasıdır ve ülkelerin gelenekleri, iyi bir mutfak, herkes için ilgi çekicidir, çünkü hepsi iyi ve lezzetli yemekleri denemek isterler.
Son yıllarda, turizm deneyimlerine ve gıda ile ilgili cazibe merkezlerine giderek daha fazla önem verilmektedir. Küreselleşme güçleri, yerelleşme ve gastronomi ile gıdanın bölgesel ve ulusal kimlik kaynağı ve ekonomik kalkınma kaynağı olarak kullanımı arasındaki ilişkiye özellikle dikkat edilmektedir.
Kalkınma programları, pazarlama faaliyetleri ve turizm ile tarım arasındaki iletişimi içeren gastronomi turizminin gelişimi ile ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılmaktadır
Gastronomi, turistik destinasyonların geliştirilmesi, sürdürülebilirliği ve konsolidasyonu için kilit unsurlardan biri olarak kendini kanıtlamıştır. Özellikle gastronomi, kültür ve turizm arasındaki ilişkinin analizinde tarihi bölgedeki çeşitli restoranlarda yemek yiyen yabancı bir yerin kültürel kimliğinin bir parçası olarak gastronomiye verilen önemi göstermektedir.
“Gastronominin Turizm ile İlişkisi” konulu panelin moderatörlüğünü Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar üstlendi. TÜRSAB -Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve Antalya 7 Mehmet Restaurant’ın üçüncü kuşak temsilcisi Mehmet Akdağ panelistlerdi.
Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar açılış konuşmasında; “Yıllarca biz bu konuların içinde de olsak. Herhalde her şeyi öğrenmiş, sonuçlandırmış, bilmiş olmayacağız. En az 25-30 yılında bu işe kendini vermiş, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve 25-30 yıldır hem gastronomi hem turizm sektöründe yer almış, sektörün duayenlerinden Mehmet Akdağ ile bugün gastronomi turizmi ilişkisini anlatmaya çalışacağız.” dedi
Ilk sözü hem TÜRSAB Türkiye Seyahat Acentalari Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın’a verdi
“Kartın, Turizmin aslında hepimizin hayatının bir parçası olduğunu, krizin son dönemde insanların ihtiyacı haline geldiğini, yeme içme zaten günlük hayatın bir parçası olduğunu, yeme içme uğruna seyahat etmenin son yıllarda popülerleştiği söyledi
Ömer Kartın, “Ben yeme içme turizminin. İhtisas Başkanlığını yapıyorum. dediğiniz gibi sektörde 30 yılı aşkın yolculuğum var. 20 yıldır da kendi firmam ile alakalı turizmin dünyada farklı yerlerinde bunları yaptım. Sonra bana böyle bir görev verdiler. Teveccüh ettiler. Ben de İhtisas Başkanlığı görevini 2 dönemdir yürütüyorum.” Şeklinde kendini ifade etdi
Kartın, “Her kentin görülebilir, bir yapısı bir kimliği var. Türkiye'de de faaliyet göstermek gerek. Afyon gastronomiye tercih olmuş, tebrik ediyorum ve gurur duyuyorum. Türkiye'nin önemli kentlerinden biri Adana’lıyım Adana'da bir festival var. Buradayım. Adana’ya gitmedim. Buraya geldim. Gastronomi turizmi demek, bir yerde yeme içme faaliyetlerini yaşamak üzere seyahat etmektedir.
Özellikle bunu, Çok basit keyif uğruna yeme içme uğruna gidip bunu çoğunuz yapıyorsunuzdur. Hadi kalkıp gidelim. Şurada şunu yiyelim diye küçük manada doldurulacak. Gastronomi turizmi daha geniş paketler halinde tur operatörlerinin hazırladığı ve size o bölgenin, yani tarımından toprağından köylünün üretiminden, hasatından her şeyini anlatan turizm adı gastronomi turizmi diyorum.
Türkiye'nin çok yerinde zengin mutfak var ama bu yetmez bakın buradaki unvan. Geçmişimize o yemek kültürüne sahip çıkmışsınız ve bunu ileriye götürmek için her türlü adım atılmış üreten mal satan var. Bir de yiyen olduktan sonra 10 numara bir döngü var. Mesela sergi alanında maketleri yapılmış. Ben çok etkilendim.” dedi
Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar, tescilli yemeklerden bahsederek, “Birçoğunu biliyorum ama bilmediğim 56 tanesi beni çok etkiledi. O yüzden hani çok doğru yolda kısa bir bilgi verelim, coğrafi işaretle tescil ürünlerimiz şu an 38 tane. 25 tane de başvuru aşamasında. Toplam 99 coğrafi işaret tescil başvuru markasında Türkiye'de ikinciyiz. Bu tabii bir süreç.
Bunun pazarlama ticaret boyutu da var. Türkiye'de şu an zincir marketlerde Afyon ürünleri satılmaya başlandı. Avrupa Birliği, coğrafi işareti için başvurduk.” Dedikden sonra Ömer Kartın’a
“Bu anlamda çalışmalarımız devam ediyor. 2 gün önce TÜRSAB olarak güzel bir etkinliğe imza attınız, ilk defa Türkiye'de belki de dünya gastronomi şehirlerinde bir gastronomi treni faaliyetimiz vardı. Kısa bir bilgi alabilir miyiz sizden”
Ömer Kartın “2018 bizim ihtisas Başkanlığı üyeleriyle bir arada toplantıda karar verdiğimiz bir proje.
Malum dünyada gastronomi çok popüler. Bunun farkındayız zaten içindeyiz. bir de tren seyahati çok popüler. Bu ikisi de bir araya getirerek bir yolculuk yapabilir miyiz diye düşündük.
Dünya örnekleri şöyle, lüks trenler var, trene çok sınırlı sayıda insan kabul ediliyor. Çok ünlü bir şef pahalı, bir menü hazırlıyor ve çok az kişiye nasip olabilecek bir seyahat oluyor bu.
Biz böyle yapmayalım, biraz daha demokratik bir tren olsun. Uygun olabilsin. bir de lüksten ziyade yerele hitap etsin. Yerel şöyle olmasını istiyoruz, geçtiği bölgenin bizatihi özel yiyecekleri trende servisi verilecek. O kadar özel olsun ki hep mümkünse kentte de esnafta bulunmasın. Restoranlarda ki otobüste de aynı zamanda şehir esnafında da yemeğini yesinler.
Restoranlara gitsinler, şehir restoranlarında tadını çıkarmaya devam etsinler. Oradaki daha ziyade köy kadınlarının yaptığı. En az kaybolmaya yüz tutmuş ama trende verebilecek kadar da pratiği olabilen önceden hazırlanmış evlerde direnin geçiş saatlerinde hazırlanacak belediyeler destek olacak. Burada çok önemli sizden de o yüzden çok ciddi destek gördük.
Belediye lojistiği sağlayacak o kadar kooperatiften alıp trene ulaştırmayı sağlayacak ve trende de turistleri geçtiği coğrafyanın geçerken o bölgede kadınların hazırladığı yemeğin tadına bakacaklar.
Çok özel bir tren dünyada eşi benzeri yok. Bu treni Türkiye'de birkaç yerde planladık. Adana'dan Niğde'ye, hatta Kayseri’ye kadar uzanan hatdı olacak.
Afyon Dinar, Denizli hatdında olacak. Birkaç hatda, onlar sürpriz daha çalışmada olduğunu ilan etmiyorum. Yol boyunca yemekler yiyerek bir yerden bir yere ulaşmanız seyahatlerin parçası olarak kullanmaktadır.
İstanbul'dan bir turist örneğin Afyon'a gelecek. Birkaç gün afyonda afyon'un tadına bakacak her türlü güzel şeyi test erek faaliyetler yaşadıktan sonra trene binip Denizli'ye gidip Denizli'ye aynı şekilde 1-2 günü geçirerek belki uçakla veya başka bir yolla geri dönecek.” Şeklinde projeyi açıkladı
Mehmet Akdağ. “Ben bir turizm rehberi olarak şunu söyleyeyim, aslında bir numaralı turizm çeşidi gastronomi turizmi derim. Neden insanlar bir şehre ya da bir ülkeye giderken hiç gitmedikleri büyük şehre şu an dünya internet vasıtasıyla büyük bir kütüphane oldu.
Gittiğimiz şehirde ya da ülkede ne yeriz diye bakarlar ilk önce. Mesela 2 ay önce bir toplantı için Brezilya'ya gittik. Biz dedik ki Brezilya'ya gittiğimiz zaman ne yeriz?
Mesela Antalya'ya ilk kez gelenler Antalya'da ne yeriz diye bir araştırıyorlardır ya da ne bileyim Konya’ya gidenler İtalya'ya gidenler…
Bu anlamda aslında turizmin ilk temeli esası çeşitlilik sebebi gastronomi diye bir teorim var. Benim doğru aslında ne yeriz dedi derken şöyle orada ne yapıyor. Antalya'ya geldiğinde iyi bir İtalyan mutfağı da bulabiliyor, onlar da ön plana çıkabiliyor ama lokal yiyecekleri daha çok arıyoruz.
Peki şimdi Türkiye'de sanırım bu konuda bir markalaşma başladı. Yani her şehir buna kafa yoruyor.” Açıklamada bulundu.
İhsan Akar, “Sizi de biliyorum Antalya'daki bu işi olarak içindesiniz. Başka şehirlerde içinde biz gastronomide, marka şehir olduktan sonra 21 şehir, gastronomi, marka şehir dosyası verdi ve biz bu 21 şehrin altına danışmanlık yapıyoruz.
Fahri olarak siz nasıl bir yol izlediniz diye Afyon'un yıllardır moda şehri olan unvanını biz biraz daha akademik ve unvanlı hale getirmeye çalıştık.
Mehmet Akdağ “Asıl amacımız bu, şimdi siz de geldiniz. Biliyorsunuz yukarıdaki tarihi konaklarımızı bu işin içine soktuk. 610 konağımız var. 2 tanesi gastronomi faaliyeti yapıyor. Hem tarihi, hem kültürü hem turizm hem gastronomi birleştirmiş olduk.
Biz gastronomi turizminde düzenlemeyi önem veriyoruz. Bütün mesele düzenleme örneğin coğrafi işaret alınıyor. Ama bunu kontrolü çok önemli. Kontrol edemezsek çok kaybederiz. Örnek hep aynı şeyleri konuşur. Rockford beyinlerini herkes söylüyor. Çünkü çok bilindik. bir marka fransızların küflü peynir eninde sonunda ama çok kıymetli olmasının sebebi kendini harika korumuş. Öyle bir korumuş ki sınırlarının ötesinde rockford köyün dışında bile rokfor markası kullanamıyorsunuz ve sıkı cezalarla bunu kanunlara yazma bilmiş.
Biz bunu başarmalıyız. Yani coğrafi işaretli ürünlerimizi iyi korumalıyız ki bu da ulaştığımız zaman o zaman zaten hak edenin hakkını verdiğinizde yatırım yapan da daha çok devam eder.
Yatırımına daha iyi işletmelerimiz çoğalır, daha çok kaliteli yerlere ulaşırız. Turist daha mutlu, oldukça daha da para harcar, daha büyük turizmi ulaşmış oluruz.” Şeklinde ifade etdi.
İhsan Akar, “Afyon üzerinde sizin bir öneriniz var mı? Gastronomi turizmini hangi aşamaya çıkarmak için nasıl bir süreç işlenmeli, ne yapılabilir?”
Mehmet Akdağ, “Şimdi çok değerli ürünleriniz var. Bunlarla aslında bazı yemekleri taklit etmeye çalışılmış. Bence bundan bir kurtulmalı, imza yemeklerini çıkartmalı.
Mesela haşhaşi da kalkıp bir baklavanın içine kullanmayalım, yapılmış, bununla başka bir ürün yapalım. Mesela haşhaşlı unu yapalım. Başka bir şeyler yaratalım. Yani yaratıcılığın oradan çıkartmak lazım” dedi.
İhsan Akar, “Aradan çıkaralım mı?
Mehmet Akdağ “Evet, kreatif işler yapmak tamamen imza ürünleri olmalı bence evet.”
İhsan Akar, “ Bu festival için biz 7 oteli kapattı. Bak şöyle bir afyon'daki 5 yıldızlı yaklaşık 16 otelde toplam 30000 yatak kapasitemiz var. Tabii diğer otellerde de misafirlerimiz, müşterilerimiz, gelenimiz, gidenimiz var. bir hafta sonu hareketliliği açısından söylüyorum. Buranın turizm ilişkisine küçük bir örnek, 7 otel. Şu an sadece festival misafirleriyle dolu. Gastronomi turizmi ilişkisi açısından önemli.“ Soru cevapla panel sonlandı.
Panel doğrultusunda tüm fikirleri projeleri icraatları benimseyerek, gerçekdende; Çoğu durumda, tatildeyken dışarıda yemek yemek, tarihi yerleri ve müzeleri ziyaret ederken yaşananlarla karşılaştırılabilir yerel bir mirasın’ tüketimini içerir. Bununla birlikte, bu artan ilgiye rağmen, konuyla ilgili sistematik araştırmalar neredeyse yok olmuştur. Gastronomi ve mutfak mirasının turizmdeki rolü, gelişimi ve geleceği hakkında daha iyi bir anlayış geliştirmek için bu tür festivallerin yerinde etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.
Birçok insan sadece gastronomik amaçlar için seyahat eder. Gıda, insanoğlunun temel ihtiyacıdır ve seyahat etmeye karar vermek için ana motive edici faktör haline gelir.
Böylece gastronomi fenomeni ve dünyadaki rolü turizm keşfedilmeye değer. Bir ülkenin gelenekleri ve ayrıca yemek pişirme sanatı ve kültürü destinasyonun iyi mutfağının önemi çok yüksektir.
Bölgenin veya ülkenin gastronomi markasını yaparak değerlendirmeli ve turistik tekliflere dahil etmelidir.
Gastronomi turizmi geliştirme planı olmalıdır. Gastronomi turizmi katkıda bulunmalı sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi, ekonomiyi ilerletmek için itici bir güç olabilir, yeni işler, o alanda çalışan nüfusun gelirinin artırılması vs.
Bazen gastronomi, seyahat etme kararı vermede belirleyici rol oynar. Ayrıca turistlerin genel seyahatten memnuniyeti üzerindeki etkisi önemli.
Dolayısıyla gastronomi ve turizm konuları çok
gastronomik bir marka geliştirmek ve turizmi teşvik etmek için önemli ve keşfedilmeye değer.
Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, gıda israfı, toplumun güçlendirilmesi için politikalar ve iş stratejileri belirleme,
iş yaratma, gastronomi turizminin daha iyi ölçülmesi ve daha iyi anlaşılması gereklidir.
Tüketici motivasyonları ve davranışları üzerine araştırma ve gastronominin ekonomik etkisinin ölçümü, turizm mesleki eğitim ve öğretimin temel olduğu durumlar gerektirir.
En kaliteli deniz ürünlerini yemeye değer veren herkes, Moshonis Restaurant’ı neden tercih ediyorlar?
En lezzetli Balık Yemekleri Nerede Yenir? Sorusunun cevabı; Neden Moshonis
Şehrin renkli ve çok kültürlü gastronomik zenginliğini keşfetmeye can atan yabancı turistlerinde gözbebeği olan, Feneryolu Bağdat caddesindeki Moshonis Restaurant’ı özel yapan nedir?
Başkalarını, lezzetli deniz ürünleri ile beslemeye sevgisi olan, alçakgönüllü, saygılı, empati duyan, dahiyane yemek hazırlayan, Ayvalık Cunda adalı ödül zengini Şef İsmail Doğan, 1986 yılından beri sektörün içinde.
Şef İsmail Doğan sahibi olduğu, “Mis Kokulu Ada” anlamına gelen, Moshonis Restaurantın Mutfağında 3 temel değeri; Her zaman tazeyi en kaliteli malzemeleri tercih etmesi, sade ve lezzetli tutması, bunlarıda azim, disiplin, bağlılık, yaratıcılık, sezgi, sürdürülebilirlik ve takım çalışlarına dostlukla, samimiyetle danışman nitelikli olması.
Yetenekli Şef İsmail Doğan, en iyi deniz ürünleri satıcılarıyla ilişkiler geliştirdiğini, nadir bulunan balık türleride dahil olmak üzere, gelişmiş bir tedarik lojistiği olduğunu söylüyor. Böylelikle, gastronomide lezzetin en önemli unsuru kaliteli malzemeden geçtiği, ele alındığında, avantaja sahip olduğu ortaya çıkıyor. A Sınıfı deniz ürünlerinden A Sınıfı yemekler elde ediyor.
Mutfağına yeni tarifler, yeni lezzetler ve yeni pişirme teknikleri getirmek için devamlı sayısız deneyimlerini dile getiriyor.
Dünyanın her yerinden artan sayıda ziyaretçiyi memnun eden Moshonis lezzetleri, Cunda efsanesi Balıkesir Ayvalık ürün lezzetleri olmadan yapamazsınız diyor Şef İsmail Doğan.
Menüsünde zengin balık ve deniz ürünleri seçkisiyle hazırlanan yemekleri, Türk Mutfağına- Türk gastronomisine Deniz kültürünü getirenlerden biri olarak, şef İsmail Doğan’ın sahip olduğu Moshonis restaurantına ayrıca bir değer kazandırıyor.
Menüde Akdeniz, Ege, Marmara denizin farklı yerlerinden gelen balık ve deniz ürünleri koleksiyonuna sahip söz konusu yemekler, biber, sarımsak, kekik, zeytin, kapari, çeri domates ekleriyle hatta portakal suyu ile krema ve peynir çeşitleri vs. uyumlu kokulu baharatlar ve sebzelerle zenginleştiriliyor.
Çorbası, aperatifler, balık köfteleri, Patlıcanlı Balık kebabı, Patlıcan Merzane, ahtapot kokoreç ve daha pek çok spesialler görülmemiş boyutlara ulaşan lezzetleriyle gerçek bir efsane.
Fiyatlar makul, kalite mükemmel ve ürün çeşitliliği geniş. Balık restaurantda ilk balık önemlidir. Balıkdan başka restaurant atmosferi, hizmet kalitesini ve diğer kriterleri sayarsak buranın turizmi teşvik eden turizmin geleneksel mutfağını yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtan yeni yemek deneyimleri yoluyla kültür yansıtan mekan olarakda görülmesi, değerini katlıyor.
Mis kokokulu ada anlamına gelen Moshonis Restauranta 1001 lezzete sahip Balık evi demekde gerekiyor.
TÜYAP Fuar ve Sergi Merkezinde, 1-4 Eylül tarihleri arasında süren WorldFood 2022 fuarında pek çok panel düzenlendi. En önemli olanlardan biri, Yapder Güvenilir Gıda Platform Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünü üstlendiği, “Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” konulu paneldi.
Öncelikle Gıda güvenliği nedir?Genel güvenliğe göz atalım
Gıda güvenliği, gıdanın hazırlanırken veya yenilirken kullanım amacına uyulması şartıyla tüketiciye zarar vermeyeceği' bir kavramdır.
Gıda güvenliğinin sağlanması bir halk sağlığı önceliğidir ve gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir adımdır. Etkin gıda güvenliği ve kalite yönetim sistemleri, yalnızca insanların sağlığını ve refahını korumak için değil, aynı zamanda iç, bölgesel ve uluslararası pazarlara erişimi teşvik ederek ekonomik kalkınmayı teşvik etmek ve geçim kaynaklarını iyileştirmek için de kilit öneme sahiptir.
Tüketicilerin güvenli, kaliteli ve uygun fiyatlı gıda ürünlerine yönelik beklentileri yüksektir.
Güvenilir ve izlenebilir bir gıda tedarik zinciri, tarımsal gıda endüstrisi pazarının en kritik ve vazgeçilmez yönlerinden biridir. Tarım ve gıda üretimi, bir ulusun büyümesi ve gelişmesi için temel araç olmaya devam ediyor.
Gıda izlenebilirliği, özellikle blok zinciri uygulamalarındaki yeni gelişmelerle birlikte, endüstri ve akademi genelindeki son gıda güvenliği ve kalitesi tartışmalarının merkezinde yer almaktadır.
“Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” konulu panelde Moderatör Yapder Güvenilir Gıda Platformu Başkanı Celal Toprak, Panelistler; Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, İstanbul Ticaret Odası yönetim kurulu sayman üyesi Ahmet Özel, Topkapı Üniversitesi gastronomi bölümünün başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi çok önemli bilgiler paylaştılar.
Son derece hiperaktif panel gerçekleştiren Modeatör Celal Toprak samimi keyifli atmosfer içerisinde “Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” önemli konuyu mükemmel bir şekilde işlemesini sağladı.
İlk söz verdiği Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, öncelikle Balıkesir’i özetledi. “960 adet kırsal mahallesi yani köyü var. 290 kilometre sahil şeridi içerisinde turizm var.
Balıkesir'in tarihinden bahsetmek gerekirse Balıkesir. Karesi Beyliği diye geçen bir yer. 1870 yıllarda Balkanlar’daki o ulusal hareketler başlayınca. Her yerden göç alıyor. Balıkesir bu 1870 Balkanlar’dan gelen ve Kafkas’lardan gelen o göçler sayesinde nüfusu 2 katına çıkıyor.
Yani o günkü nüfusu 230 binken 460.000 civarına çıkıyor ve Balıkesir'in ismi oradan veriliyor.
Karesi vilayeti olmasına rağmen bal çok demek hisarda yerleşke anlamında kullanılıyor. Yerleşkesi bol manasında kullanılıyor.
Balıkesir'de gastronomide de gerçekten çok farklı özellikleri olan bir yer. Biz 50 peynirli şehir Balıkesir diyoruz. Dağlarından bal akan ovalarından yağ akan şehir Balıkesir diyoruz. 2 deniz bir şehir Balıkesir diyoruz.
Hakkıyla balı üreten bir yer. 3 milyona yakın büyükbaş küçükbaş canlı varlığı olan 33 milyona yakın kanatlı varlığı olan bir şehirden bahsediyoruz. Zeytin ağaçları var ve yaş ağaç yaş ortalaması 152- 100 yıl, yani 1000 yıllık ağaçlar da var. 10 yıl önce ekilmiş ağaçlar da var ama değişmeyen bir şey var. Mesela bizim Körfez bölgesi Ayvalık, dünyada İtalya ve İspanya'dan yarışır. bir bölge neden sürdürülebilirliği ve aynı kaliteyi veren ağaçlar var? Coğrafi bölgede en önemli o yeni ekilmiş ağaçların daha şeyi belli olmamış, yani aynı kalitede vermiyor ama 100 yıldır aynı zeytinyağı kalitesini veriyor.
Demlenerek yemek yapan ızgara kullanılmayan mutfağa çok güçlü balığın 1000 yıl öncesinden tuzlanarak Marina edilmiş mezeleri.” Şeklinde itibarına düşkün üreticelerin sağlıklı ürünlerini anlatdı.
Ahmet özel. “İstanbul Ticaret Odası'nda da gıda komiteleri başkanlığını yürütmekteyim. Istanbul Ticaret Odası, 640000 üyeli bir Dünya devi kuruluş bu meseleyle. Tüm sektörlerin temsil edildiği meclis üyeleri ve komite üyelerince bir kurum, burada 9 komiteyle biz gıda sektörünü temsil ediyoruz. 9 komitede 30 meclis üyemiz de istanbul'a hizmet etme gayretindeyiz.
Gıda ihtisas komitesi ne iş yapar? Gıda ihtisas komitesi gıda ile ilgili her türlü sorunu siyasetçilere gündemler ve bu Sektörlerdeki tüccarların gerek sorunlarını gerekçe daha iyiye olmalarına yönelik çalışmaları siyasi erk konusunda. Gerek uyarılarla gerek raporlamalarla gündem haline getirerek kanunlarda yer almasını sağlar. Biz böyle bir kurum ve kuruluşuz. Güvenilir ürün dendiğinde ne anlamamız gerekiyor? Tabii ki gıda sektörüyle ilgili biz daha çok güvenilirlik üzerinde duruyoruz.” dedi
Topkapı Üniversitesi gastronomi bölümünün başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi hilelerin tarihi anlatdı Yunan, İngiltere’den eski hilelere örnekler verdi.
“2 koşulu var birincisi. Yasal gereklilikleri yerine getirmek yasal gereklilikler ne söylüyorsa onları yerine getirmek, ikincisi de tüketici beklentilerini karşılama. Tüketiciyi ne istiyorsa onu yerine getirmek.
Hilesiz rekabet ortamında toplumun talebini karşılaması lazım.,Hileyi ayırmak, saptamak gerçekten çok zor. Gerçek anlamda 1 gıda hileli mi değil mi? Bunu saptamak o kadar kolay değil ve hilesiz olanları kamuoyuna tanıtmaya başlıyorlar. Kontrol sıklığının iyi belirlenmesi lazım. Yani yapanın yakalanacağını bilmesi lazım. Yakalanması için de kontrolün belirli 1 sıklıkla yapılması lazım. Mesela türkiye'de sanıyorum 700 bine yakın gıda işletmesi var, üreten tüketen ve diğerleri. Satış yeri olarak sanıyorum bunların. 1 tanesine yılda 1 kere bile kontrol yapılamıyor. Oysa bilim diyor ki, üretim yapılan yerlerin yılda 4 kez. Satış yapılan yerlerin 2 kez. Tüketilen yerlerinde en az yılda 3 kez kontrol edilmesi lazım. Ona göre bir sistem kurulması lazım.” Gibi önlemleri dile getirdi.
Sonuç olarak bizim anladıklarımız; 2050 yılına kadar dünya nüfusu 9 milyara ulaşacak, küresel orta sınıf 2 milyardan neredeyse 6 milyara ulaşacak ve bunun sonucunda gıda talebi 2050 yılına kadar artabilir” diyor. en az iki katı. Peki gezegeni yok etmeden ve geleceğimizi tehlikeye atmadan tüm bu insanlar için yeterli ve kaliteli gıdayı nasıl üretebiliriz?”
Gıda endüstrisinde, tedarik zincirinin verimliliği, kârlılık ve güvenlik için hayati öneme sahiptir. Gıda tedarik zincirinde verimliliği, güvenliği ve üretkenliği artırmak için birçok fırsat vardır.
En son trendlerin gücünden yararlanarak tedarik zincirin etkin bir şekilde yönetilmesi, kârlılığa katkıda bulunması ve tüketicilere güvenli ve kaliteli bir ürün sunulması sağlanabilir.
İletişim bulut tabanlı olduğunda, zincirde yer alan personelin, yöneticilerin ve diğer profesyonellerin kendi rollerini ve sorumluluklarını anlamalarını kolaylaştırarak her bir sürecin ana hatları düzenlenebilir.
Bileşenlerin ve hammaddelerin tedariği, Üretme, İşleme ve paketleme, Depolamak, Toptan dağıtım, Tüketicilere perakende yeniden dağıtım gibi tedarik zinciri aşamalarında; İzlenebilirlik eksikliği, Ürünlerin güvenliğini ve kalitesini koruyamama, Kötü depolama ve depolama uygulamaları, Taraflar arasında yetersiz iletişim, Artan tedarik zinciri maliyetleri, Enerji ve yakıt maliyetleri, Lojistik ve nakliye, insan gücü, Yeni teknolojiye yatırım, Depo ve mağazalarda stok takibi ve kontrolünün yapılmaması, Güvenilir veri toplama, veri kalitesi. Büyük bir sorun gördüğümüz alanlardan biri envanterdir. Maliyetleri kontrol etmek ve kaliteyi korumak ve müşterileri memnun etmek için envanterin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekir.
Türk mutfağının Dünyanın üç büyük mutfağından biri olduğu söylenir. Bu girişimi başlatmaktan ve Dünya ülkelerine pek çok harika Türk Mutafağını Türk restaurantıları dahil etmek girişiminde bulunan, Otantik Türk malzemeleri ve pişirme yöntemlerini, tanıtmayı amaçlayan girişimin bu ilk adımlarını atan, GTD Gastronomi Turizm Derneğinden gurur duyuyoruz.
Gelenekler bir toplumu oluşturan önemli unsurlardır. Kültürel mirasımız, alışkanlıklarımız, bilgimiz ve davranışlarımız onlara özel önem verdiğimiz için değişmez. Yüzyıllar geçmesine rağmen aynı kalma sebebi geleneklerimizdendir. Bunları tanıtdığımız zamanda markalaşırız.
Türk Mutfağı İtalya'da… İtalya'da Türk Restaurantları Girişimi Başlıyor.
İtlaya’da etnik mutfaklardan Türk mutfağı % 8 ile dördüncü sırada geliyor…
Daha önce düzenlediği; GastroShow New York, İstanbul ve Dubai'nin ardından şimdi de Türk mutfağını İtalya'da tanıtmaya hazırlanan Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe ile Dernek ofisinde söyleşi gerçekleştirdik.
GastroShow İtalya hakkında bilgi edinme sorumuza; Ticaret Bakanlığı, Türk Hava Yolları ve Türkiye'nin çeşitli illerinin katıldığı GastroShow İtalya'nın 21-24 Ekim 2022 tarihleri arasında gerçekleşeceğini söyleyen Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, “Gastronomi Turizmi Derneği üyelerimizin nin ürünlerini ve mükemmel lezzetlerini İtalyan basınına sunacağız. İtalya'nın Perugia eyaletinde bulunan antik Spoleto köyünde, ortaçağ geçmişinin ustalıkla modernite ile birleştiği ve tek kelimeyle 'Sağlıklı Türk Mutfağı'nı tanıtacağız.” Şeklinde cevaplıyor.
Ödüllü şefler ve Dr. Ender Saraç'ın danışmanlığında İtalya ve Türkiye'den gelen VIP misafirler için ülkemizin yerel lezzetlerinin öne çıktığı ve sağlıklı Türk mutfağının tanıtımının yapıldığı özel bir akşam yemeğinde düzenleneceği açıklamalarında bulunan Boztepe “İkili iş görüşmeleri yoluyla kazanacak ürün ve mal satışı yapacak olan Türk üretici üyeler, beslenme hizmetleri kapsamında ürünlerini almaya karar veren İtalyanlarla da masaya oturacak. Bu önemli olay, gastronomi gezilerinin de yapılacağı fuar, iki ülkenin kültürlerini tanımak açısından da oldukça önemli. Ülkemizden sınırlı sayıda Belediye Başkanının davet edildiği bu organizasyonda İtalya Umbria Belediyesi de yer alacak” dedi.
Bizde, İtalya halkını bu konuda eğitmek kadar, özel mutfağımızı ve kültürümüzü tanıtmak için otantik Türk ürünlerinin kullanımının öneminin farkındalığıyla, bu restaurant şeflerin bu görevin elçileri olarak yer almasından heyecan duyduğumuzu ifade ediyoruz.
İtalya Ve Türkiye Arasında Gastronomi Benzerliği…
Türkiye ile benzer ülke olan İtalya'yı karşılaştırdığında Benzerlikler;
İtalyan mutfağı, kökleri 4. yüzyıla kadar uzanan yüzyıllar boyunca sosyal ve politik değişimlerle gelişmiştir. İtalyan mutfağı, Etrüsk, antik Yunan, antik Roma, Bizans ve Yahudi dahil olmak üzere kendi içinde ağır etkiler alır. İtalyan mutfağı, bölgesel çeşitliliği, lezzet farklılıklarının bolluğu ile dikkat çekiyor ve yurtdışındaki etkileriyle dünyanın en popüler mutfaklarından biri olarak biliniyor. Geleneksel İtalyan menüleri beş bölümden oluşmaktadır.
Türk mutfağı; büyük ölçüde Orta Asya, Orta Doğu ve Balkan mutfaklarının kaynaşması ve rafine edilmesi olarak tanımlanabilecek Osmanlı mutfağının mirasıdır. Türk mutfağı, sırasıyla bu ve Batı Avrupa dahil diğer komşu mutfakları etkilemiştir. Osmanlılar, kendi padişahların çeşitli mutfak geleneklerini Orta Doğu mutfaklarından gelen etkilerle ve Orta Asya'dan gelen geleneksel Türk unsurlarıyla kaynaştırdı ve birçoğunun güçlü bölgesel çağrışımları olan çok çeşitli spesiyaliteler yarattı.
İtalyan ve Türk yemekleri birçok kişi tarafından sevilir çünkü her ikisinde de çok çeşitli lezzetli yemekler bulunur.
Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar açısından etkili sağlık yararları bulunan, binlerce yıldır Hindistan'da önemli bir mahsul olan mango tanıtımı için İstanbul Hindistan Başkonsolosluğu ve Gedik Üniverisite iş birliğiyle 10 Ağustos 2022 Çarşamba günü Teşvikiye Healin Foods mekanda festival düzenlendi.
Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Gedik Holding –Gedik Üniversite Yönetim Kurulu Başkanı, DEİK Bangladeş İş Konseyi Başkanlığı ve DEİK Asya Pasifik Bölge Başkan Yardımcısı Hülya Gedik, Healin Foods sahibi Arzu Gedik festival açılış konuşmaları gerçekleştirdiler.
Türkçe ve İngilizce konuşma yapan Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Çocuklarımıza ve sevdiklerimize sağlıklı beslenme konusunda yedirdiğiniz yiyeceklerle bilinçlimiyiz şeklinde giriş yaptı. Vatanı Hindistan olan mango'nun ülkenin her yerinde yetiştirildiğini, binlerce mango çeşidine sahip olduklarını, büyük bir kısmı dünya çapında ihraç edildiğini söyledi. Potasyum, beta karoten, çeşitli vitaminlerle dolu meyvelerin kralı antioksidan olduğunu dile getirdi.
Başkonsolos Sudhi Choudhary “Hindistan 2020- 2021 yılı hasatında 37 milyon dolar değerinde 21milyon tondan fazla mango ihracat etmiştir.
Türkiye’nin Hindistan mangolarına tam anlamıyla erişemediğini bu akşamda bu nedenle burada herkese tanıtmak için Hint mangosunu evinize getirmek istedik. Milyonlarca insan gibi sizin de beğeneceğinizi umuyoruz. “dedi
Türkiye Hindistan arasındaki hertürlü gelişmeleri artırmak adına özelliklede Ekonomi iş hacmini artırmaya hedefli çalışmalarıyla başarılı bir trend sürdüren Başkonsolos Sudhi Choudhary, Gedik Holding –Gedik Üniversite Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik’e ev sahipliği için teşekkürlerini sundu.
Kadının ekonomideki rolünü, her platformda yaptığı konuşmalardaki fikirlerle, ufukları açan Hülya Gedik, Holding bünyesinde bulunan Gedik Üniversitesi ve yine bünyede bulunan Gedik Üniversitesinin Diyetisyen bölümlerinden eğitimli Healin Foods mekanlarında yaptığı konuşmasında ; Başkonsolos Sudhi Choudhary ile birlikte düzenledikleri festivalde Hindistan’dan özel olarak gelen mangoları çeşitli tatlılarda ve sade mango meyvesi olarak sunacaklarını söyledi.
Sağlıklı mutfağa sahip oldukları için insan sağlığına zarar veren şeker, tuz vs. kullanmadıklarını, tamamen organik yiyecekler sunduklarını açıkladı.
Hülya Gedik, bu gibi vücuda zararlı olabileceğini düşündükleri ürünleri kullanmadıklarını, tamamen organik iyi tarım organik tarım ile üretilen ürünler ile onun içerikleriyle yapılan menüye sahip olduklarını ifade etdi.
Hülya Gedik “Bu sene beşinci yılını kutlayacağız. Güzel bir isminiz var ama bugün çok özel bir gün. Hindistan'dan gelen mangoları tanıtıyoruz. Bunun için Istanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary’e çok teşekkür ederim. Böyle bir konuda ev sahipliğinde bizi tercih ettiği için. Ben aynı zamanda DEİK’de İş Konseyi Başkanıyım. Kızım Arzu Gedik bu mekanın sahibi, onun da bu festivalde çok büyük katkıları var. Çok emek harcadı” Diyerek Arzu Gedik’i birkaç kelime yapmak isteyebilir şeklinde konuşmaya davet etdi
Hindistan’ın mango ihracatı için yeni coğrafya aramasını göz önünde bulundurduğumuzda; Arzu Gedik “Mangoyu Türk ithalatçılarına tanıtım için bu festivali gerçekeştirdiklerini, Hint mangolarını alıp Türkiye'ye getirmek ve farklı türde yiyecek veya içecek yapmak isteyen ithalatçılara bir ışık tutmak anlamında festivali özetledi
Sankritçede harika meyve anlamına gelen Mango, Hindistan'da M.Ö. 2000 yılına kadar uzandığı bilinmektedir.
İhracatı artırmada gıda işlemede yenilikler, meyvenin raf ömrünü uzatdığı gibi mesafe sorununun üstesinden gelen başarıyıda getirdi.
Hint mutfağının temel dayanağı ve dünya çapında popüler olan renkli, tatlı meyveler, K vitaminiyle kanın etkili bir şekilde pıhtılaşmasına ve kansızlığı önlemeye yardımcı olur. Ayrıca kemikleri güçlendirmede önemli bir rol oynar.
Mangolar ayrıca kan damarları ve sağlıklı kolajen oluşturmak için önemli olan ve iyileşmenize yardımcı olan C vitamini açısından da zengindir.
Mango, meyvenin sarı-turuncu renginden sorumlu bir pigment olan beta-karoten bakımından zengindir. Beta-karoten bir antioksidandır, mangoda bulunan birçok antioksidandan sadece biridir. Mangodaki antioksidanların, hücrelerinize zarar verebilecek ve potansiyel olarak kansere yol açabilecek serbest radikallerle savaştığı bilinmektedir.
Mangolar ayrıca kardiyovasküler sisteminizi desteklemek için de faydalıdır. Her ikisi de daha düşük kan basıncı ve düzenli bir nabızla bağlantılı olan harika bir magnezyum ve potasyum kaynağıdır. Ayrıca mangolar, mangiferin olarak bilinen ve ilk çalışmaların kalp iltihabını azaltabileceğini öne süren bir bileşiğin kaynağıdır.
Bunun gibi çok yararlı bitki olan mangonun çeşitli sunumları Festivalde konuklara ikram edildi.