4 Aralık 2023 Pazartesi

Extralife Md - Hücreden Evrene-Yılmaz Parlar

  


Extralife Md - Hücreden Evrene


Sağlıklı Yaşamın Derinliklerine Yolculuk Nasıl Yapılır

Gelişen bilim ve teknoloji, insan sağlığını anlamada önemli adımlar atmış, bu da hücresel düzeyden başlayarak evrensel bir sağlıklı yaşam perspektifinin kapılarını aralamıştır. Sağlık, artık sadece fiziksel durumla sınırlı değil, aynı zamanda zihinsel, duygusal ve çevresel faktörleri de içine alan bir bütün olarak ele alınmaktadır.



Özel Projeler ve Gastronomi Danışmanı,Yazar, Naturel Tv kurucusu iş insanı pek çok özellikleri olan Yeşim Kaya “Hayatının Şefi Ol” Atıksız Yaşam ve Beslenme Rehberi niteliğindeki kitabının lansmanını CVK Boshorus Hotel Evergeen’de (Dikey Bahçe) gerçekleştirdi.



Yeşim Kaya’nın şapkalarından biri olan Eğitimcilik ekibinde olan değerlerde lansmanda katılım sağladılar. İlk defa etkinliğe kapılarını açan Evergreen’de mükemmel hazırlanan nefis brunch eşliğinde seçkin konuklarına, Yeşim Kaya Extralife Md  Medikal ve Danışman Ekibininin tanıtımını da yaptı.  



Ektralife Md Ekibi;


Yeşim Kaya Özel Projeler ve Gastronomi Danışmanı,Yazar 

Medikal Grubu

Prof. Dr. Ümit Zeybek (Genetik / Metabolizma)

Prof. Dr. Ali Osman Gürol (Endokrinoloji / Metabolizma/Allerji / İmmünoloji)

Prof. Dr. Erkut Tutkun (Spor Bilimleri) 

Prof. Dr. Hülya Yükseloğlu (Genetik) 

Prof. Dr. İlhan Yaylım (Metabolizma / İmmünoloji) 

Prof. Dr. Mehmet Ünal (Egzersiz / Fizik Tedavi Fizyoterapi) 

Doç. Dr. Itır Tarı Cömert (Psikoloji) 

Doç. Dr. Türker Bıyıklı (Egzersiz / Spor Bilimleri) 

Öğr. Gör. Dr. Tolgahan Hakan (Genetik / Metabolizma) 

Uzman Dyt.  Beste Alimert Altunörs (Beslenme / Diyet)



Danışman Grubu

Betül Arım Yaşam Sanatı Ustası ve Tiyatro  Sanatçısı 

Öykü Akyol Taşkol İnsan Kaynakları ve Kişilik Analizi Danışmanı  

Gülferi Yıldırım (Psikoloji ve Nörobilim Uzmanı Eğitmen, ICF Nörokoç) 

Cenk Yüksel (Sanatçı/ Akademisyen Nefes / Ses / Hareket Uzmanı )

Mickey Mehta (Danışman) 

Ferdinando Maddaloni (Oyuncu, Yönetmen, Yazar Ve Oyuncu Koçu) 

Hücreden Evrene

Hücresel Sağlığın Önemi

Hücreler, yaşamın temel birimi olarak kabul edilir ve bu minik yapılar, vücudun işleyişinde kilit rol oynar. Sağlıklı hücreler, genetik materyalin korunması ve enerji üretimi konusunda kritik bir işlevi yerine getirir.



Beslenmenin Rolü

Beslenme, hücresel sağlığın temel taşlarından biridir. Doğru besinleri almak, hücrelerin ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve diğer besin öğelerini sağlar, bu da vücudun düzgün çalışmasını destekler.

Egzersiz ve Hücresel Canlılık

Düzenli egzersiz, hücresel canlılığı artırır. Kasların güçlenmesi ve dolaşımın iyileşmesi, hücrelere daha fazla oksijen ve besin taşınmasına yardımcı olur.

Mental Sağlık ve Hücreler

Stres, kaygı ve depresyon gibi zihinsel faktörler, hücresel sağlığı da etkiler. Olumlu düşünce ve duygusal denge, hücrelerin sağlıklı kalmasına katkıda bulunabilir.



Hücresel Yaşlanma ve Anti-Aging Stratejileri

Hücresel yaşlanma, yaşlanma sürecinin temel bir parçasıdır. Ancak, sağlıklı yaşam tarzı, hücresel yaşlanmayı yavaşlatabilir. Anti-aging stratejileri, genetik faktörlerle birlikte düşünüldüğünde uzun ve sağlıklı bir yaşam vaat eder.



Genetik Sağlık ve Hücreler

Genetik faktörler, bireylerin hücresel sağlıklarını etkiler. Ancak, genetik yatkınlığa rağmen sağlıklı bir yaşam tarzı, olumsuz etkileri dengeleyebilir.

Çevresel Etkiler ve Hücresel Sağlık

Çevresel faktörler, hücresel sağlığı etkileyen önemli bir faktördür. Temiz hava, su ve doğal ortamlar, hücrelerin optimal performansını sürdürmesine yardımcı olabilir.

Teknoloji ve Sağlıklı Yaşam

Günümüzde teknolojinin sağlık alanındaki rolü büyük. Akıllı cihazlar ve uygulamalar, beslenme takibi, egzersiz programları ve stres yönetimi konularında bireylere rehberlik eder.



Toplumsal Etkileşim ve Hücresel Sağlık

Sosyal bağlantılar ve toplumsal etkileşim, mental sağlık ve dolayısıyla hücresel sağlık üzerinde olumlu bir etki yapabilir.

Sağlıklı Yaşamın Evrensel Boyutları

Sağlıklı yaşam, hücresel düzeyden evrensel bir bakış açısına doğru genişlemektedir. Beslenme, egzersiz, mental sağlık ve çevresel faktörlerle bütünlük sağlamak, insanların daha dengeli ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine olanak tanır. Bu evrimsel yaklaşım, bireyleri kendi hücrelerinden başlayarak, tüm evreni kucaklayan bir sağlık bilinciyle buluşturuyor.



Hücreden evrene sağlık yaşam yaklaşımı, gelecekte sağlık sektöründe bir devrim yaratabilir. Hastalıkların daha etkili bir şekilde tedavi edilmesi ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilme potansiyelimiz artabilir. Ancak, bu yeni bozulmanın tam olarak kullanılabilmesi için daha fazla sayıda ve kapsamlı ihtiyaç vardır. 

Sonuç olarak, hücrelerimizin evrenle sağlık hizmetlerine girebildiği yeni bir oran oluşturulmuştur. Bu bozulma, tedavi ve genetik hastalıklar gibi birçok sağlık sorununun çözümünde büyük bir potansiyele sahiptir. Hücreden evrene sağlık yaşam yaklaşımı, gelecekte insanların olumlu yönlerinde ve kaliteli bir yaşam sunacak bir yaşanacak habercisi olabilir.



Lansman sonrasında Konuklar sürprizle karşılaştı, Hayır Kurumların yardım amaçlı yapılan etkinlerinde Gönüllü yer alan ses sanatcısı Funda Şimşirel’in seçkin reperturandaki şarkılara Yeşim Kaya’nın eşlik etmesi düet yapmaları konuklara eğlenceli neşeli bir zaman geçirmelerine renk katdı. Yeşim Kaya’nın marifetlerinden birinide öğrenmiş olduk.

yilmazparlar@yahoo.com 

12 Kasım 2023 Pazar

İstanbul Aşçılar Dernegi - 9. Geleneksel Kahvaltısı -Yılmaz Parlar

  


 Lezzetin Sanatı, Aşçılarımızın Ustalığı Göz Kamaştırıyor 

Aşcılar, zengin bir kültüre ve lezzetli bir mutfak mirasına sahip olan önemli bir meslek grubunu temsil eder. Bu ustalar, yemek pişirme sanatında ustalıkla bezenmişlerdir ve gastronomi dünyasına büyük katkılarda bulunmuşlardır. Aşcılar, sadece malzemeleri pişirerek değil, aynı zamanda yaratıcılıklarıyla da öne çıkarlar. Her bir tabağın arkasında bir hikaye ve özenli bir emek vardır.



Başkanlığını Ahmet Karaman’ın yaptığı Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu'na (AGAFED) bağlı, 2014 yılında kurulan, Başkanlığını Adem Yılmaz’ın yaptığı, İstanbul Aşçılar Derneği (İSAŞDER), üyeleri ve misafirleriyle 9. Geleneksel Kahvaltısıyla  Felicita Cafe ‘de bir araya gelerek, yeni projelerini paylaştı. İSAŞDER güzel bir Gastronomi organizasyona imza attı.



Gastronomi dünyasının gerçek kahramanları olan aşçılarımız, sadece yemek pişirmenin ötesine geçiyor; adeta lezzetin sihirli dokunuşlarını sergiliyorlar. Türkiye'nin dört bir yanında bulunan aşçılar, görevlerini bir sanat formuna dönüştürerek damaklarda unutulmaz izler bırakıyor.



AGAFED Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu’na bağlı aşçılar, mevsimlerin ve bölgesel özelliklerin çeşitliliğini kullanan, yerel tatları ön plana çıkaran bir anlayışa sahipler. Bu, sadece yemekleri değil, aynı zamanda kültürleri ve toplulukları da birleştiriyor. AGAFED Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu’na bağlı aşçılar, geleneksel tarifleri modern dokunuşlarla birleştirerek klasikleşmiş lezzetlere yeni bir boyut kazandırıyor..

İstanbul Aşçılar Dernegi (İSAŞDER), 9. Geleneksel Kahvaltısı 



İstanbul Aşçılar Derneği Yönetim kurulu başkanı Adem Yılmaz açılış konuşmasında  “2 Şubat asırların felaketi 11 ilimizi vuran deprem felaketi sonrası Avrasya gastronomi ve Aşçılar federasyonu Başkanımız Ahmet Karaman ve yönetim kurulu olarak Hatay bölgemize intikal ettik. 

Ve deprem sonrası 2023 yılı takvimimizdeki tüm organizasyonlar festivalleri iptal kararı aldık. Ülkemiz bu asırların felaketini yaşarken bizler festival vs yapamazdık. Bu kahvaltımızda bir organizasyon değil özlem hasret gidermekti. Hala Hatay bölgemizde federasyonumuz ve derneklerimiz ile görevimizin başındayız.” Kahvaltı toplantısını ifade etti.

Başda mekanın ev sahipliğini üstlenen Atakan Ercan’a ve Kahvaltıya destek veren kuruluşlara teşekkür ederek sahneye davet etdi.

Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu'na (AGAFED) Ahmet Karaman yaptığı konuşma maiyeti; Her biri kendi alanında uzmanlaşmış ve yaratıcılıklarını zirveye taşımış olan aşçılarımız, sadece malzemelerle değil, aynı zamanda tutkularıyla da yemeklerine hayat veriyorlar. Mutfaklarını birer atölye gibi kullanarak, her bir tabaklarında özenle seçilmiş malzemelerle birleştirerek müşterilerine unutulmaz lezzet deneyimleri sunuyorlar.



Aşçılarımız, sadece mutfakta değil, aynı zamanda etraflarına pozitif enerji saçarak misafirlerini sıcak bir atmosferde ağırlıyorlar. Yemek yapma sürecini bir şölene dönüştüren bu yetenekli şefler, sadece karnı değil, ruhu da besliyorlar. Şeklinde yeni projeleri sundu.

İstanbul Aşçılar Derneği (İSAŞDER) Yönetim Kurulu Başkanı Adem Yılmaz’a projeleri hakkındaki sorumuza  “2024 Yılında bir çok projemiz var. İstanbul Lezzet Ve Kültür Festivali bunun başında geliyor” Cevabını aldık.

Başkan Adem Yılmaz kendisinden önceki  Başkanlara plaket sunarken Yönetim ve yedek yönetime aşçılık nişanesi taktı.

Rozet takılan yönetim kurulu asil üyeleri Başk Yrd Mehmet Gönül ,Şahin Elaldi,Yalçın Okuyucu ,Sadık Aybaş, Kadınlar Kolu Başkanı Hülya Bektaş..Yedek Yönetim Hasan İzan, Dilek Kıvılcım, Begüm Vardar , Ümit Eroğlu , Canan Ronaer Alagöz, dernek başkan asistanı Özge Çelen.. 



Gastronomi, insanların hayatında önemli bir yer işgal eden bir sanat ve bilim alanıdır. Lezzetli yemekler, kültürler arası iletişimi güçlendiren bir köprü görevi görerek insanları bir araya getirir. Her ülkenin kendine özgü mutfağı, tarihini, coğrafyasını ve kültürünü yansıtarak benzersiz bir lezzet zenginliği sunar. Şefler, malzemeleri ustalıkla kullanarak yemekleri sadece bir besin kaynağı olmaktan çıkarıp bir sanat eserine dönüştürürler.

Mutfaklarını birer sanat galerisine çevirerek sadece lezzetleri değil, aynı zamanda görsel bir şölen sunan, yaratıcılıkları, damaklarda bıraktıkları izlenimleri unutulmaz kılan bu usta aşçıların oluşturduğu Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu'na (AGAFED bağlı Dernekler;

AGAFED Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu Başkanı Ahmet Karaman, İstanbul Aşçılar Derneği (İSAŞDER) Yönetim Kurulu Başkanı Adem Yılmaz, Trakya Turizm Ve Gastronomi Derneği Başkanı Güner Şen, Elazığ Turizm Ve Gastronomi Derneği Başkanı Harun Seyran, Marmara Profesyonel Ve Aşçılar Derneği Başkanı Durmuş Yılmaz, AGAFED Öğrenci Başkanı Efe Yılmaz

yilmazparlar@yahoo.com


9 Kasım 2023 Perşembe

Gastronomide Rota Yalova-Yılmaz Parlar

   


Gastronomide Rota Yalova

Medeniyetleri özel kılan sahip olduğu tarihi birikimden süzülerek gelen mutfak kültürüdür.Bir milletin kimliği olan sofra ve yemek kültürü o ülkenin tanınabilmesi için o ülkenin mutfak kültürünün mutlaka tanınması şartı önde gelir

Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı GTD Gastronomi Turizm Derneği ve Yalova Valisi Dr. Hülya Kaya’nın ev sahipliğinde “Yalova Gasronomi Günü” zirvesi düzenlendi.

Gelenekler bir toplumu oluşturan önemli unsurlardır. Kültürel mirasımız, alışkanlıklarımız, bilgimiz ve davranışlarımız onlara özel önem verdiğimiz için değişmez. Yüzyıllar geçmesine rağmen aynı kalma sebebi geleneklerimizdendir. Bunları tanıtdığımız zamanda markalaşırız.



Bunun bilincinde olan Yalova; Turizm ve Gastronomi türevlerince değerlerin katkıları ile “Yalova Gastronomi Günü” zirvesi ruh bularak, kendi mutfağını, ürünlerini ve turizmini tanıtmaya cesur adımlar atarak, ekonomisini canlandırmaya kilitlendi.

Her şeyden önce bir tarım kenti olan muhteşem bereketli çok verimli topraklar üzerindeki yeşil Yalova birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biri olarak sanayi kadar, tarih, kültür ve turizm açısından da değerli.



Yalova sahip olduğu tüm değerlerin yanında aynı zamanda bir turizm şehri. Turizmin en büyük tetikleyicilerinden bir tanesi de gastronomi. Turist geldiğinde yemek istiyor, içmek istiyor. İşte bu noktada var olan potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek niyetindeler. Coğrafi işaretli ürünlere sahipler, kadın kooperatifleri var. 

Mevcut potansiyeli daha yukarı çıkarmak, Yalova'yı bu coğrafyanın en ünlü gastronomi destinasyonlarından biri halinde getirmek için çalışmaları sürdüreceklerini vurguladılar.

Coffe Chef'te yöresel ürünlerle hazırlanmış kahvaltı tanıtımı ile başlayan “Gastronomi Günü” 250 civarında çeşit kuşun yaşam bulduğu harika Yalova Hersek Lagünde flamingoların izlenimi ile devam etdi.

Kuş Gözlem noktası ve binlerce tohumun yetiştirildiği Tıbbi Aromatik bitkiler bahçesini gezen Gastronomi Turizm Derneği üyeleri ve Basın mensupları, yapılan faaliyetleri Altınova Belediye başkanı Metin Oral tarafından bilgilendirildi.



Zaman zaman Yalova kenti için planladıkları projeleri paylaşan, Yalova Valisi Dr. Hülya Kaya Yalova'nın kendine has coğrafi işaretli ürünlerinin olduğunu ve bu ürünlerin Türkiye pazarında hak ettiği yere gelmesi için hep beraber el birliği ile çalışmak gerektiğinin altını kalın çizdi.

 Yürüyen Köşk-Termal Kaplıcalar 

Ata’mızın Yürüyen Köşk ile ilgili bilgiler ilgili Müze yetkilileri tarafından aktarıldı. Ata’mızın çınar ağacın dalı kesilmemesi için akıllara durgunluk veren mimarlık mühendislik ustalığı ile köşkün yeri kaydırılması doğa sevgi bilincini zihinlerde yankılandırdı.

Limak Thermal Hotel'de yenilen öğle yemeğinde Yalova’ya özel yöresel ürünlerle hazırlanan menü Şef tarafından tarifi açıklandı. Gastronomi tam not aldı.  

Yalova Gastronomi Günü Paneli 

Yalova Sanayi ve Ticaret Odası salonunda sektör için geliştirilen projeler panel ile sunuldu.

Panel,n moderatörlüğünü GTD Yön. Kur. Başkanı Gürkan Boztepe üstlendi. Turan Eselioğlu, Yalova Uygulama Oteli Şefi Ferit Usta, Hasan Soygüzel, Yılmaz Boz, Hüseyin Kurtoğulları ve Efsun Dindar gibi isimler panelistlerdi.

Son derece hiperaktif panel yürüten GTD Yön. Kur. Başkanı Gürkan Boztepe; Bu yıl ilk defa yapılan Sanayi ve Ticaret Odası sempozyumu toplantısı ile Gastronomi  sektörüne yeni bir soluk kazandırmayı ve sınırları ortadan kaldırmayı amaçladıklarını söyledi. 

Gürkan Boztepe, “Rekabet gücümüz, dünyaya hızla uyum sağlayan bakış açımız ve vizyonumuz sayesinde sınırları aşacağımıza inanıyoruz. Gastronomi Turizm sektörüne iş birliklerinin ve ortaklıkların kurulmasını cesaretlendirirken, yeni destinasyonlar ile kültürel deneyimler hakkında fikir alışverişleri yapacağız” dedi.  

Plantur Başkanı Hüseyin Kurtoğulları, Türkiye’nin Gastronomi alanında turizm gelirinin artması için Valiliklerin, Ticaret ve sanayii odalarının yurt içi ve yurt dışı kurumlarla yapılan iş birliklerinin önemine dikkat çekti. ‘’Önümüzdeki yıllarda Gastronomi  turizmi sektörünün dünya ekonomisindeki yerinin çok daha artacağını öngörüyoruz'' dedi. Paydaşlar arasında sinerjinin yakalanması açısından bilgilendirme   toplantılarının çok etkili ve önemli olduğunu düşündüğünü ekledi.


 

Yalova Valisi Hülya Kaya toplantıya ev sahipliği yapmaktan dolayı büyük memnuniyet duyduklarını vurgulayarak, GTD önderliğindeki toplantının sektöre yeni bir sinerji getirmesini beklediklerini belirtti. 

Yalova’yı layık olduğu yere çıkaracağı inancını tüm katılımcılara hissetdirdi

Başkan Gürkan Boztepe’ye GTD hakkındaki sorumuzu yönelttik; Boztepe,“Gastronomi Turizmi Derneği; firmaların sadece gastronomik anlamda değil A’dan Z’ye her konuda sektöre kazanımlarını sağlarken onların marka değerini arttırmak, pazar paylarını büyütmek, fuar ve kongre faaliyetlerini organize etmek, uluslar arası alanlarda firmaların danışmanlığını yaparak sektörde büyümelerini sağlamak, festivaller düzenleyerek her alanda onları görünür kılmak ve etkinlik/catering faaliyetlerini yürütmek amacıyla kurulmuştur.” Dedi

yilmazparlar@yahoo.com 

17 Ekim 2023 Salı

2.Güvenilir Ürün Zirvesi -Feed the Future Ödül Töreni-Yılmaz Parlar


 2.Güvenilir Ürün Zirvesi -Feed the Future Ödül Töreni

Başkanlığını Celal Toprak’ın (Yeni Platformlar Derneği (YAPDER) Bünyesinde Güvenilir Ürün Platformu tarafından  2. Güvenilir Ürün Zirvesi" ve "Feed the Future Ödül Töreni" 16 Ekim 2023 Pazartesi günü Florya Crowne Plaza Hotelde gerçekleştirildi.



Güvenilir Ürün Platformu Sekreteri Elif Aşlamacı Attepe’nin üstün gayretleriyle, Güvenilir Ürün Platformu tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Güvenilir Ürün Zirvesi ve Feed the Future Ödül Töreni, 12 ülkeden gıda sektörüne yön veren isimleri İstanbul'da bir araya getirdi.



"El Ele" temasıyla gerçekleşen program kapsamında uzman konuşmacıların yer aldığı paneller, "israfa dur" diyen reçete denemeleri, workshoplar ve 12 ülkenin kamu ve özel sektör temsilcileri ile ülke masası toplantıları düzenlendi.

Gıda ve tarım sektörünü bir araya getiren Güvenilir Gıda zirvesinde önce Güvenilir Gıda önemine göz atalım;



Gıdanın önemi açıktır ve gereklidir. Gıda, insan vücudunun inşasında önemli bir unsurdur. Sağlıklı gıda bize gelişmek ve büyümek, aktif ve sağlıklı olmak, hareket etmek, oynamak, çalışmak, düşünmek ve öğrenmek için gereken besinleri ve enerjiyi sağlar. 

Yiyecek ve su vücudun beslenmesinin ve güçlenmesinin temel kaynaklarıdır ancak yediğimiz besinlerin birçoğunun herhangi bir besin değeri yoktur. 



Tam tersine diyabet, kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Bu nedenle vücuda yeterli besin değerini sağlayabilecek sağlıklı ve dengeli gıdaları tercih etmeliyiz. 


Besinler vücudumuzla, zihinsel ve sosyal sağlığımızla doğrudan ilgilidir çünkü her yiyecek veya sıvı, fiziksel ve zihinsel gelişimimiz için çok gerekli olan   karbonhidrat, protein , vitamin, mineral, yağ vb. belirli besinleri içerir.


Güvenilir Gıda zirveleri gıda israfını azaltarak sürdürülebilirliği artırmak;

Küçük işletmelere pazar erişimi sağlayarak ve istihdam yaratarak yerel ekonomiyi desteklemek, İnsanların fiziksel, zihinsel ve sosyal refahını iyileştirmek gibi farkındalığı artırarak temel faydaları sağlamaktadır.

Zirvenin sunuculuğunu gazeteci TV Programcısı Çetin Ünsalan üstlendi, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak açılış kısa konuşmasında bu sene ikincisini gerçekleştirdikleri etkinliğin tarım sektörüne katkılarından bahsederek, zirvede özellikle deprem bölgesinden gelen üreticilerin açtığı stantlar aracılığıyla oradaki üretimin desteklenmesi konusunda farkındalık yaratmak istediklerini açıkladı.

Propolis İnovasyon ödüllü BEOO arı ürünleri üreticisi BEOO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı konuşmasında; “İklim krizin artık gündemde olduğu gıda üretiminin gündeminde olduğu şu günlerde ve Dünya Gıda Gününde bu çalışmanın gerçekleştirilmesi son derece önemli ve büyük bir sorumluluk bizim üzerimize düşen önemli bir sorumluluk.



Biz de bu sorumluluğu bilinciyle etkinliklerde daha fazla farkındalık yaratmak ve toplumda ileti artırmak için çabalıyoruz. 


Tabii ki bireyin en önemli hakkı olan yaşama hakkını ve yaşamını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu güvenilir ürünlere ve hizmetlere erişebilmesini sağlamak için kurduğumuz güvenilir ürün platformu, ailemiz yaptığımız bu çalışmalarla bu farklılığı artırarak aslında uluslararası seviyede bir bilinirlik ve ses getirmeyi amaçlıyoruz. 


Bugün bu arada yaşadığımız deprem felaketini de tabii etkileri ve izleri halen ülkemizde devam ederken hem Ziraat üretimi konuşacağız. Hem tarımsal  ekonomiye nasıl dikkat çekebileceğimizi el ele temasıyla bu yılın teması biliyorsunuz. 


El ele bu temayla bu tüm bu konuları ele alacağız. 

Israfa hep birlikte dur diyeceğiz. ve şartlar düzenleyeceğiz ve programla eş zamanlı olarak da depremler etkilenen tüm iller için perakende ile kooperatif el ele destekleri sektör profesyonellere yönelik kariyer toplantıları, beni hafife alma, inovasyon yarışması ve ödül töreni 


Bu akşam gerçekleştireceğimiz bir ödül töreninde 108 değerimiz tarafından 300 altmışa yarın başvuru 48 ismim bu akşam hep birlikte ödül alacak değerlendirildi. Hepsi çok kıymetliydi. Projelerin, jürilerin hepsi her projeyi değerlendirmediğini söyleyebilir. Yani ilişkili olabilecek konular ayrıştırıldı. Dolayısıyla tamamı bir değerlendirme yapıldığını da hatırlatalım. Gıda ve tarım sektörüne katkı sağlamak ve kırsal alanda ses getirmek amacıyla Türk insanına ses olmak amacıyla yaptığımız bu yarışmamızın her yere daha çok kişiye ulaşmasını ve sesini duyurmasını diliyoruz ve tabii ki üretici ve ürünlere ses olmasını diliyoruz. Kendini gelecek nesillerimizin ürünleri gıda ulaşmasına adamış sektör profesyonellerimiz, akademisyenlerimiz, üreticilerimiz ve gönüllülerimiz. Ayrıca bugün burada bulunarak farkındalığı katkı sağlayan herkesin dünya gününü kutluyorum.” dedi

 

Etkinliğin açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı, zirvenin deprem bölgesindeki tarımsal üretim ve ekonomiye dikkati çekmek için "El Ele" temasıyla gerçekleştirilmesinin öneminden bahsetdi.

Bağcı, " Kent merkezleri ile birlikte kırsalın da hızlı bir şekilde ayağa kalkması için bakanlık olarak tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bölgeye 14 milyar TL'ye yakın tarımsal ödeme desteği sağladık. Bölgeden 300 bin ton hububat ürünü aldık ve karşılığında 1 milyar 600 milyon TL ödeme yaptık. Bugün kullandığımız tohumun yüzde 97'si yerli üretimdir. Son 21 yılda üreticimizi tarımsal üretime teşvik etmek için onlara reel olarak 850 milyar TL tarımsal destekleme ödemesi yaptık. Üreticimizin doğal afetlere karşı emeğini ve alın terini korumak için TARSİM'i kurduk ve bu kapsamda 20 milyar TL'ye yakın ödeme yaptık. Su, sulama ve toplulaştırma alanında 479 milyar TL yatırımla 9 bin 585 tesisi hizmete aldık. Kırsal kalkınma yatırımlarıyla hem üretimi hem de ürün işlemeyi destekledik.

Bu kapsamda yaklaşık 93 milyar TL hibe desteği sağladık. Bu yaptığımız çalışmalar neticesinde sadece bitkisel üretimde Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırarak 128,6 milyon ton üretim yaptık. Yine, hayvansal üretimdeki hayvan ve verim artışları ile büyük bir üretimin önünü açtık. Türkiye genelinde 7 bin 500'den fazla gıda denetçimiz ile yılda 1,3 milyonun üzerinde gıda denetimi yapıyoruz."şeklinde icraatlarını dile getirdi.



Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak da Bakanlık olarak yaptıkları çalışmaları paylaştı.

Özetle Uçarmak "Her ürettiğimiz ürünün bir niteliği olması lazım. İnsanları önce üretime teşvik etmek gerek. Üretimin sürdürülebilir şekilde planlanması çok önemli." dedi. 

Yörelere değer katan liderler ve üreten yöre üreten Türkiye Protokol imza töreninde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ordu belediye Başkanı Hilmi Güler tarım ile ilgili son yaptıklarını söylediler 

İstanbul Valisi Davut Gül organizasyonun sektör için önemine işaret ederek, çiftçiye destek verilmesi, kadınlar başta olmak üzere kooperatifleşmenin sağlanması, kooperatiflerin ve ürünlerin markalaşması gibi konulara dikkati çekti.

"Herhangi bir yerdeki çatışma, tüm dünyanın gıda arz güvenliğini tehdit eder hale geldi" şeklinde olumsuz tarafını işaretledi.

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz da ​​​​​​​bugün gıda konusunda dünyanın gündeminde olan iki konunun "gıda güvenliği" ve "güvenilir gıda" olduğunu söyledi.

İstanbul Ticaret Borsası desteği ile düzenlenen Zirvenin workshopunda, Gluten Free Karadeniz Mutfağı reçeteleri hazırlandı.

İSTİB Meclis Üyesi Süleyman Tarakçı, Masterchef Serap Aktan, Nalia Mutfak Koordinatörü Volkan Aslan ve Nalia Yöresel Ürünler Sorumlusu Fatma Tarakçı’nın hazırladığı, mısır tatlısı, muhlama, turşu kavurma ve mısır ekmeği yaptılar.

Diğer workshopta israfa dur denildi. Danet desteği ile yapılan Atıksız Coğrafi İşaretler workshopunda Danet Kalite Güvence Yöneticisi Furkan Sungur Uluçay, Gastronomi Yazarı Talip Bayram, Masterchef Serap Aktan ve Gastronomi İçerik Geliştirici Gülçin Polat yer aldı.

“İş Dünyasından çevreye yeşil ışık” panelinde moderator Gazeteci Mehmet Uluğtürk Hollanda örneğini verdi.

Hollanda yüzölçümü Güneydeki üç şehrimiz kadar Hollanda tarımsal ihracatı 236 milyar dolar. Adana'nın, Mersin'e, Osmaniye'nin tarımsal ürünün ihracatından 6 milyar dolarlık gıda ihracat gerçekleştirdiler.



Saydığım 3 kentin ihracatının toplam 6 milyar dolar içinde,tarımsal makinemiz var, yazılımımız var, her şeyimiz var. 6 milyar dolar... 

Yeşil mutabakatla son yılların en popüler konusu. Sürdürülebilir çevre en önemli konulardan ben ilk sözü Leyla Alaton’a  vermek istiyorum,” dedi


Leyla Alaton, “Sizden aldığım ilham kadarıyla konuşacağım ama, ilham verici bir konuşmaydı. Biz herhalde konuya bu kadar uzak. Uzak ve problemlerini bilmeden girmiş bir holdingiz yani. Eğer siz problemler var, ben uzak durayım derseniz hiçbir işe giremezsiniz ama değerlerimiz prensipleriniz ve şirket misyonunuz eğer uyuyorsa hiçbir zorluk yolunuzda sizi yıldıramazsınız. 

Peki biz o şekilde bu yola çıktık. Belki takip etmişsinizdir ki, emin ettiğiniz jeotermal saracılıkla işe başladık ama işi, tohum ve mikrogram gübreye kadar götürüyoruz ve asıl beni en çok memnun eden bütün bu grupların başına, Tamek eski Genel Müdür Melike Koçoğlu geldi. O da bu ay itibariyle daha yeni başladı. 


Çok heyecan verici en azından o kadar insana dokunan bir konu ki. Yani sabah böyle akşam yaptığımız bir şey. Hiç kimsenin bu konunun dışında bir fikri olabileceğini düşünmüyorum.” dedi


Leyla Alaton Karbon ayak izlerinden bahsetdi internet aracığı ile alınan üzerine binen temel ihtiyaçlarımızın israfları maliyetleri örneklendirdi. Fethiye’nin organik lezzetlerinden bahsederek örnek olarak gösterdi.  

  

BEOO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı Kendi öz geçmişini, ailesinin Tıb sektöründen oluşunu kendi çocuğunun örneğinden yola çıkarak arı ürünleri serüvenini özetledi.


“Propolis aslında baldan farklı bir ürün. Arıların, ağaçların yaprak sap ve tomurcuklarından topladığı ürün. Üçlü bir antioksidan aslında doğadaki en güçlü doğal antioksidan arılar da bunu kovanda her petek gözünün içerisine kaplıyorlar.


Bakteri, virüs ve mantarlarda darp duruyorlar ve bu amaçla kullanıyorlar aslında. Dolayısıyla biz insanoğlu da aslında ülkemizde yok olup gitmekte olan ya da heba olmakta olan bir değerin, farkına varıp bunu ortaya çıkardım diyebiliriz. Aslında tam olarak yaptığım şey bu. Çünkü Türkiye olarak aslında dünyada arıcılıkta üçüncü büyük ülkeyiz. Çin'den ve hindistan'dan sonra 8. 2.000.000 arı kovanımızla ve 75.000 aracımızla dünyada üçüncüyüz. Ülkemiz sadece bol üretiyordu. 

Diğer katma değerli adı ürünlerin propolis ar üstü tüm polen arı ekmeği arı zehirli gibi bunların üretimi yok. Derece kadar azdı ve ticari boyuta ve ürünümüz yoktu. Ülke olarak yani aracıların bireysel kendi yaptıkları veya çevrelerini yaptıkları uygulamalar vardır. Transferda diğerleri Anadolu ürünlerimizi üretilmiş katma değer ağır ürünleri hiç yoktu. 12.000 bitki türümüz var. 

8. 2.000.000 arı kovanımız var. Neden sadece bal üretelim? Neden propolis arı sütü arı ekmeği ham ham? 

Bal, polen, ariz zehri gibi kapma değerli arı ürünleri üretilmesi ülkemde ve neden çinliler yeterli gelsin? Çin'den ithal gelenler de gerçek olsa yine başımıza koyacağız. Onlar da sahipte yani içerisine işte orada bazı büyük ihracat yapan Çinli firmalar gene aracı yapmıyor. Bakın onu da söyleyeyim, çin'in arıcısı da yapmıyor ama firmalar yapıyor. Bazı firmalar bunu çoğaltıp içine işte bir ara bir propolis koyup 99 katkı maddesi boya koyup dünyaya satıyorlar. Ülkemize gelen de oydu, neden dedim. 

2.013 yılında istanbul Teknik Üniversitesi ara tekno kentleri firmamızı kurduk. 

Eşim ben ve sevgili hocamız, profesör doktor Dilek Boyacıoğlu, birlikte sadece aracım sektörü için de çok sayıda proje gerçekleştirmiştik ve gerçekleştirmeye devam ediyorduk. Kurarken de maddi kaynağınız var mıydı diye sorarsanız yoktu. Ne kaynağımız vardı, bilgi kaynağımız vardı. Tabi ki işin bu kısmı çok önemli. Yani yaptığımız işi iyi bilmek çok önemli ama bilmek iyi bilmek de yetmiyor. Az önce Leyla Alaton  söylediği gibi ölçek yüklü miktarda üretebilmek. 

Çeşitlendirebilmek, dünyaya satabilmek, bunları yaptığınızda gerçekten ülkenize bir katkı yapmış oluyorsunuz ve sektöre bir katkı yapmış oluyorsunuz. 

Biz bu sıfırdan çıktığımız yolculukta öncelikle devlet desteklerini araştırdık. Kadın girişimciliği desteklerini araştırdık. Nitekim o zamanlar da vardı, hala var. KOSGEB arge projesi tübitak arge projesi, İstanbul teknik üniversitesi'nin ar ge teşviklerinden yararlanarak çeşitli bankaların verdiği kadın girişimciliği kredilerinden yararlanarak ve ne mutlu ki ülkemizde kadın girişimciliğini destekleyen dernek ve kurum ve kuruluşların eğitimlerine katılarak onların netlerine girerek yani sıfırdan kurduğumuz sistemde şu an 36 ülke ihracat yapıyoruz. Yüzün üzerinde ürünümüz var, hepsinin formülü kendi tesislerimizi kendi arge merkezimizde geliştirildi. Hem 30 personelimiz çalışıyor. Arge merkezinde hem de üniversitelerle ortak çalışıyoruz yaptığımız. 



Her ürünün etkisini klinik çalışmayla ispatlayıp bunları da literatüre kazandırarak Anadolu propolis, Anadolu arı ürünleriyle yani bunu da markalaştırarak çünkü tamam arı ürünü deyince dünyanın her yerinde arı ürünü var. Peki Türkiye'ninkinin farkı ne? Anadolu'nun öbürlerinin farkı ne? Bunu da anlatmanız ve bunu da dünya markası yapmanız gerekiyor. Bütün bunları da bu katma değerleri de üstüne koyarak tabiri caizse hiç durmadan arı gibi çalışarak sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesine de gidip oralarda da konferanslar, seminerler, fuarlar, standlar sürekli. Bunları anlatarak, geldiğimiz 10 yıllık yolculukta. Epey bir yol aldık ama gidecek bunun daha belki 10 katı daha yol var. Biz bu yolculuğa devam edeceğiz. Bir farkındalık yarattık.”açıklamalarda bulundu



Zirvede Deprem Bölgesine Destek

Zirvede depremden etkilenen tüm iller için "Perakende ile Kooperatif El Ele masaları" kuruldu. Bölgeden gelen kadınlar ürünlerini sergileyerek, katılımcılara kendi ürettikleri ürünleri tanıttı.

Kahramanmaraş'tan gelen ve "Maraş Mutfağı" ismiyle bölgeye özgü ürünleri üreterek hizmet veren iki kardeş kadın girişimci Rukiye Demir ve Duygu Şan, depremde yıkılan işletmelerinin ardından zor koşullarda üretime yeniden başladıklarını, sosyal medya üzerinden yaptıkları ürünleri alıcılarla buluşturduklarını belirtti.

Feed the Future Ödülleri, alanında uzman 104 jüri üyesi tarafından kapalı oylamayla belirlenirken Zirve kapsamında gerçekleştirilen "Feed the Future Ödülleri"nde 33 farklı kategoride ödül sahibini buldu.

Gıda güvenliği gibi, Sürdürülebilirlik,  tüm tedarik zincirini kapsar ve gıda üretiminde yer alan herkes sürdürülebilir uygulamaları hayata geçirebilir. Bu, üretim ve işleme sırasında tedarik zinciri boyunca üretim tarımı ve doğal ve sentetik kaynakların kullanımından kompostlama, paketleme, geri dönüşüm ve gelecekteki üretim ihtiyaçlarını karşılamamıza olanak tanıyan diğer birçok uygulama ile perakende ve tüketici seviyelerine kadar uzanır. 

Tedarik zinciri boyunca sürdürülebilir uygulamalara çok fazla zaman ve çaba harcanmasına rağmen, bazı zorlu noktalar var ve güvenli ürün elde etme hedefi sürdürülebilir uygulamalarla uyumlu değil. Sürdürülebilir uygulamaları takip ederek gıda güvenliği gibi başka bir faktörü değiştirerek nasıl başka bir potansiyel sorun yarattığımıza dair örnekler var


yilmazparlar@yahoo.com

9 Ekim 2023 Pazartesi

Adana’da Ciğeri Yedik, Ciğerinizi Yemedik-Yılmaz Parlar

 


 Adana’da Ciğeri Yedik, Ciğerinizi Yemedik..

Adana’da 7. ncisi düzenlenen “Uluslararası Adana Lezzet Festivali” nedeniyle İstanbul Ortaköy Feriye Lokantasında gerçekleşen lansmanda;  Adana Büyük Şehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar “Adana’ya Gelin, Ciğerimizi Yiyin” sözüne karşı Adana’ya Geldik ciğer yedik ama Ciğerinizi Yemedik…Başarılı Adana’lının ve Ülkeyi seven sıcak insanın Ciğerini yemedik ama Ciğerini çok sevdik.. Guide PR İletişimin kusursuz 10 numaralık verdiği Halkla ilişkiler hizmetiyle ve Tüm herkesi memnun eden Mükemmel organizasyonla Adana Gastronomide değil sadece Adana, Türk, Dünya mutfağının ağız tadı..



Gastronomi turizmi, bölgeye özgü yemeklerin sunulmasıyla o bölgeye ait kültürel kimliği ve mirası yansıtmakta ve böylece yerel destinasyonlar için rekabet avantajı sağlamada etkili bir araç durumdadır.

Kent protokolü tarafından yakılan Festival mangal ateşi zaten bunun bir göstergesiydi.

Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, milletvekilleri, oda başkanları, destek veren kurum ve kuruluşların başkanlarının katılımıyla önce Merkez Park içerisinde kortej yapıldı. Kortej de ilgimizi çeken Akdeniz Kadınları Bando grubu oldu. İstirahat halinde Bando şeflerinden aldığımız bilgiler “Yarım Kalmış Hayaller” olarak tanımladı grubun amacını..Tam açılımını sormak istemedik. Ancak başarılı marşlarını ve her türlü şarkıların performansını son derece mükemmel bulduk..



Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri ile odalar ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla organize edilen 7. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, Merkez Park’ta açılış konuşmalarında kültürel çeşitliliğinin en önemli unsurlarından birinin yemek kültürü olduğunu belirten, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, “Bu topraklar 10 bin yıllık medeniyetin beşiği. Çukurova, Kilikya üzerinde çeşitli medeniyetlerin kurulduğu önemli bir merkez. Bir materyalden onlarca ürün üretmek çok önemlidir. Depremin hemen ertesinde bu festivali yapmakta tereddüt vardı. Bende hayatın devam etmekte olduğunu, biz Türklerin her zaman düştüğümüz yerden kalkmamız gerektiğini söyledim ve faaliyete başladı arkadaşlar. 1 ay içerisinde bu organizasyon ortaya çıktı. Bu organizasyona katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” dedi.



Adana’da 365 gün lezzet şöleni yaşandığını söyleyen Vali Köşger,   “Aslında Adana’da 365 gün lezzet festivali var ancak bizim turizmi daha organize bir şekilde yapmak için üstesinden gelmemiz gereken bazı hususlar var. Bütün turizmde ortak payda yeni lezzetler tatmak. Bu Lezzet Festivali doğru belirlenmiş bir taktik. Adana’da turizmin lokomotifi lezzet olacak” sözleri gerçekten Gastronomi turizmi, bölgeye özgü yemeklerin sunulmasıyla o bölgeye ait kültürel kimliği ve mirası yansıtmakta ve böylece yerel destinasyonlar için rekabet avantajı sağlamada etkili bir araç durumdadır. Bu bağlamda gastronominin gıda biliminin önemi ve eğitimi bir kez daha gerekli olduğu aşikardır. 

Anadolunun birçok medeniyete evsahipliği yapmasından dolayı çok geniş kültürüne sahibiz. Beşyüz yıllık bir mirası barındıran ülkemizde, turizm geleceği günden güne artış göstererek üst seviyelere doğru yükselmektedir.





Adana’nın bir lezzet kenti olduğunu söyleyen, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyorum. Bu festivalinde 100.yıla denk gelmesi çok önemli. Ayrıca bu festivale emek veren herkesi kutluyorum. Depremden sonra bu festivalin denk gelmesi esnaflar için çok iyi oldu. Lezzet festivali sayesinde esnaf 3 günde buradan bütün zararını karşılayıp belki de 1 yıllık kirasını çıkartacak. Burası 10 bin yıllık kadim bir kent, bu topraklarda her şey yetişmektedir. Bizim Adanalı kadınların elleri lezzetli. Adanalı kadınları da yürekten tebrik ediyorum” şeklinde Adana’nın çok eskilere dayanan yemek kültürünü dile getirdi.

Konuşmaların ardından festival mangalını Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile birlikte kent protokolü yaktı.

yilmazparlar@yahoo.com

26 Eylül 2023 Salı

Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin-Yılmaz parlar

  

Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin

6-7-8 Ekim 2023 tarihlerinde gerçekleşecek 7’nci Adana Lezzet Festivalin tanıtımı İstanbul Ortaköy Feriye Lokantasında yapıldı. Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, yaptığı  konuşmasında “Adana’ya Gelin Ciğerimi Yiyin” dedi



Festivalin tanıtım toplantısına Adana Valisi Yavuz Köşger, Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Teknik Direktör Fatih Terim, Ünlü Şef Somer Sivrioğlu ve Sanatçı Haluk Levent başta olmak üzere ünlü Adana’lılar katıldılar.




Festivalin tanıtımını sonrasında Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Adana Valisi Yavuz Köşger mangalın başına geçtiler ve bizzat kendilerinin hazırladığı Adana ciğerini ve Adana kebabını davetlilere ikram ettiler. 



Lansmanda kısa film sonrası program açıklandı. Festivalin kilit isimlerinden İş insanı Ebru Koralı Adana’nın gastronomi hakkında bilgiler aktardı.



Adana Valisi Yavuz Köşger, ‘’Adana’nın en büyük özelliği  gastronomi mutfağı, kendine özgü pişirme, sunma ve ikram etme, misafirlerini ağırlama alışkanlığıdır.  Bu turizm açısından önemli bir husustur.” Turizmi geliştirmek istiyorsanız bir dinamo bir lokomotif belirlemeniz lazım. Adana’nın turizmdeki lokomotifi gastronomidir, lezzettir, mutfağıdır, misafirperverliğidir, sunum tipidir. Gözünüz şenlensin, gönlünüz doysun. Arkasından tabii ki o enfes yemekleri, damak çatlatan lezzetleri ile bedeniniz ve ruhunuz doysun. Onun garantisini veriyorum” dedi.



Vali Köşger, “Adana'da aslında lezzet 365 gün boyunca yaşanıyor ama zirveye ulaştığı bu lezzetin, bütün lezzet bileşenlerini aynı ortamda buluştuğu 3 gün yaşayacağız. Bütün hemşehrilerimizi, vatandaşlarımızı, tüm Türkiye'yi bu 3 günlük şölene bekliyoruz. Lezzetin zirve yaptığı Adana'da,  Adana'nın akla gelen bütün lezzetlerini aynı alanda buluştuğu ve en üst sunumlarını gerçekleştirdikleri bir şölen olacak inşallah. Bu şölen havasında ise bütün hemşehrilerimizle olmak istiyoruz. Bu yıl katılımın 1 milyonun geçmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.



Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise “Böyle bir kentin belediye başkanı olmaktan çok mutluyuz, gururluyuz. Adanalı olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Adana, biliyorsunuz ki tek yönlü bir kent değildir. Sadece lezzetle anılmıyor. Sanatla, kültürle, tarihle, sıcakkanlı insanlarıyla, doğasıyla, deniziyle hakikaten çok çok önemli değerleri var. Bir anda o kadar çok değeri bir anda barındırabilen başka bir kent var mı dünyada? Bilmiyorum varsa bile sayısı çok azdır. Dolayısıyla Lezzet Festivali de Adana'ya yakışır bir biçimde oluyor. Yani lezzet deyince ilk başta Adana akla gelir” sözleriyle lezzet şehri olduklarını vurguladı.



Cumhuriyetin 100’üncü yılında, ‘erken Cumhuriyet dönemindeki menüler’ ana odağında düzenlenen festivalde “davetler ve yeme içme kültürü, cumhuriyet dönemi sofralara gelen kadın erkek eşitliği, Türk mutfağının bugünkü imajı, Türk girişimcilerin marka restoranları sayesinde Türk Malı ürün ve hizmet kalitesinin dünya ile buluşmasından zeytinyağına, yerli malların ihracat potansiyeli’ gibi konular ve çok çeşitli konular ele alınacak.


yilmazparlar@yahoo.com